Saturday, August 4, 2012

BÖLÜM 2 / KOMSUNUN TAVUGU AMERIKA by Nazan Saatci on March 6, 2012

BÖLÜM 2 / KOMSUNUN TAVUGU AMERIKA

by Nazan Saatci on March 6, 2012


BÖLÜM 2 / KOMSUNUN TAVUGU AMERIKA …

Nerede kalmistik, evet rüyalar ülkesi Amerika’yi anlatiyordum…Hepimiz milyoner olmustuk demistim ya…dogrudur. Bankalari görseniz nasil davraniyorlar bize….Hergun yüzlece mektup ve telefon geliyor. Size borç para verelim diye taklalar atiyorlar hemde düsük faizlerden…% 4 , cok ucuz geliyor bize hatta % 8 bile ucuz sayiliyor, ülke olarak bol bol borclaniyoruz…Çok küçük aylik ödemeler karsiligi alinan bu paralarin borçlarinin ödenme tarihlerinden hiç haberimiz olmadan. Megerse sure 30, 40 sene gibiymis,yani bizler öbür dünyaya gittigimizde hala en az 7-8 Amerikan bankasina borçlu olarak gidecegiz. Sakin kendinizi kötü hissetmeyin borcumu ödeyemeden ölür gidersem diye, bu bankalari dolandiriyormussunuz gibi falan hissetmeyin kendinizi…böyle birsey hiçbir zaman olmaz Amerikada. Bu isin eksperti onlar. % 4 ve % 8 ler % 35 lere çikacak…yanlis duymadiniz.Burada bankalardan daha profesyonelce bu isi kimse yapamaz.

Barak Obama geleli güzel bir sey oldu, özel isme çikan kredi kartlarinin üzerine ne öderseniz ne kadar sürede borcunuzun bitecegini gösteren bir sema yayinlama sarti kosuldu. Bakiyoruz, gözlerimiz düsüyor. Bu borç aslinda 30-40 sene yerine üç senede bitermis , cok az bir fark daha ödeseymisiz eger…halbuki 10 senedir ödüyoruz…bir tik ilerlememisiz.

Iste bu noktada “ O derin uykudan uyanmis olmalisiniz” dediginizi duyar gibiyim. Bizi burada yakisikli prens öpmedi uyandirmak için ama, çirkin kurbaga yaladi yüzümüzü.

Eskiden Osmanli uyur uyanir savasa gidermis. Amaç sinirlari genisleterek, kasalari doldurmakmis. Bu kabul edilebilir bir duygu olabilir o dönemler için. Sevgili hocam rahmetli Prf.Dr Mehmet Kaplan, “bir edebiyat eserini dönemine göre inceleyip elestirmelisiniz” derdi. Ben bu görüsü o kadar sevmisimdir ki herseye uygularim.Bir sanat eseri, yada siyasi bir hareket, farketmez, hereseyi dönemine inip incelemek gerekir diye düsünürüm. Kisacasi Osmanlinin yayilma harekati o dönem sartlari içinde hakli görülebilir. Ya Amerika… bu yüzyilda yaptiklariyla ne kadar hakli ? Onlara sorsaniz böyle küçük hesaplari yoktur onlarin, onlar dünyanin barisina yardim misyonunu yüklenmisler, kuvvetlenmek gibi bir hesaplari yok (!)yada ceplerini doldurmak gibi.

Hatirlarsaniz 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Hollywood filimlerindeki gibi bir seneryoyu yasadi. New york’daki Dünya ticaret merkezine çarpan iki yolcu uçagi meshur ikiz kuleleri yikarken, bir diger uçagin Pentagon yakinlarinda düstügü, dördüncüsünün de yolcular tarafindan müdahale edilerek indirilip kurtarildigi açiklandi. Hollywood senaristleri ancak bu kadar sanli bir senaryo yazabilirdi. El Kaide örgütünün tasarladigi ileri sürülen ve terrör saldirisi olarak adlandirilan bu senaryo 3000 kisinin ölümüne neden olmustu ki bu durum Amerika’nin Afganistan’a ve sonra da Irak’a saldirmasi icin yeterli sebebi olusturdu. 7 ekim 2001 tarihinde Afganistan savasi Usame Bin Laden’i bulmak, Talibani güçten düsürerek El kaidenin gücünü azaltmak amaçli gerçeklestirildi. Hemde mizahi baskan George Bush döneminde.

Amerika o gün bir seyi daha fark etti. Evlerinde hiç Amerika bayragi bulundurmadiklarini. Halbuki ben çocuklugumda babamin her bayram Samsun’daki evimizin balkonundan iki kocaman Türk bayragi sallandirdigini hatirlarim. Ama tabi ki biz savaslardan çikmis bir ülkeydik, babam Istiklal Savasina gönüllü katilmis, koyu Mustafa Kemal hayrani bir bahriyeliydi. Bizler bayragini yere düsürmeyen bir ulusun çocuklariydik, bayragin degerini biliyorduk.

Iki gün içinde ne zamandir bayrak satmaya çalisip basaramayan küçük isyerimiz meshur olmustu. Gazetelerin kapaklarinda, televizyonlarda yeraliverdik. Megerse koca vadinin tek bayrak yeriymisiz. Gülsek mi aglasak mi pek bilemedik. Ilk bir hafta içinde Amerika’da Amerikan bayragi tükenmisti. Bayrak tükenmekle kalsa iyi, mavi ve kirmizi renk bütün kumaslar ve seritler de tükenmisti.

Akin akin gelen müsteriyi geri çevirmek olmaz, burada bir Türk akli devreye girmeliydi. O gün oturdum, tiyatro kostümleri depomuz için mal ürettigini bildigim atolyeleri sira ile aradim. Bir tanesi Türk degildi ama Çinliydi, çok geçmeden de atölyesinde Amerikan bayragi üretmeye basladi. Bayrak Evi dedigimiz bu küçük isyerinin önündeki kuyruk sabahtan basliyor aksama kadar sürüyordu. Ucu da bir blok öteye.

Ama bizim ablamla hikayemiz bu kadar güzel bitmiyor. Sonraki günlerde gelen asiri siparisler sonucu bayraklari Çin’de üretip getirmeye baslayinca olanlar oldu. Bunu yapan bir tek biz olmadigimiz için, büyük alicimiz da fikrini degistirince depomuzda hala tursusunu kurmakta oldugumuz 30 bin Amerikan bayragimiz oylece kalakaldi. Bazen düsünüyorum bir cinlik yapip moda mi çikarsam acaba…ne yapilir bunlardan…yastik kilifi, mutfak perdesi, yatak çarsafi, el bezi...

Bir Irakli Amerikan bayragi almaya gelmisti geçenlerde, gösteride yakmak için tabi. Tutturmus “Siz onlari tuvalet kagidi yapin, Iraga satarsiniz diye. Yok daha neler…ne ayip....aklinizdan öyle seyler geçirmeyin.…dedim ama adam Irak asilli nede olsa …….Neyse, bu arada aklinizda bulunsun, biz ablamla bütün fikirlere açigiz.

Devami gelecek….

Nazan Saatçi
Mart / 2012 / U.S.A

No comments:

Post a Comment