Tuesday, September 25, 2012

GUZEL SOZLER 2






When one door closes .....


When one door closes another door opens, but we so often look so long and so regretfully upon the closed door, that we do not see the ones which open for us.”
- Alexander Graham Bell -
Bir kapi kapaninca diger bir kapi acilir ,fakat bizler kapanan kapinin arkasindan o kadar pismanlikla hayiflanirizki bizim icin yeni acilan kapilari goremeyiz..
Alexander Graham Bell

Insanların mutlulukları .....

Insanların mutlulukları yada mutsuzlukları,talihin olduğu kadar Kendi karakterlerinin de eseridir.!! (La Rochefoucauld)

Gerçek dostu olmamak

 Gerçek dostu olmamak, yalnızlığın en kötüsüdür. (Bacon )



‘Halkın Sanatçısı’nı kaybettik…


‘Halkın Sanatçısı’nı kaybettik…

"Halkın sanatçısı olarak kalmak, benim için en büyük mutluluk" diyen büyük usta sabah saatlerinde tedavi gördüğü hastanede bu hayata veda etti.

Türk Halk Müziği sanatçısı, besteci ve söz yazarı Neşet Ertaş, İzmir`de tedavi gördüğü hastanede bu sabah hayatını kaybetti. Ertaş, 15 gün önce kronik rahatsızlığı sebebiyle özel bir hastaneye kaldırılmış, onkoloji servisinde tedavisine başlanmıştı. Dün durumu gittikçe ağırlaşan Ertaş, yoğun bakım servisine kaldırılmıştı. Ertaş’ın bu sabah saatlerinde öldüğü bildirildi.
Neşet Ertaş, geçtiğimiz hafta öldüğüne dair haberlerin çıkması üzerine sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan hayranlarına "Merak etmeyin, iyiyim" diye seslenmişti.


"Bozkırın Tezenesi" Neşet Ertaş`ın Kırşehir`de toprağa verileceği öğrenildi.




Kırşehir`in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde doğan, ozan ve Halk Müziği sanatçımızdır. Babası saz ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Hanım`dır. İlkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi Babası ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı çalıp türküler söylemeye başladı Etkilendiği tek kişinin babası olduğunu söyleyerek, "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız." derdi.


Neşet Ertaş, 1950`li yılların sonunda İstanbul`a gelerek ilk plağını "Neden garip garip ötersin bülbül?" adı ile babası Muharrem Ertaş`a ait bir türküyle çıkardı Halk tarafından çok beğenilen bu plağı, ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip etti. Daha sonra Ankara`ya yerleşti. Burada yaşadığı hastalıklar sebebiyle kardeşinin daveti üzerine Almanya`ya gitti. Çocuklarının eğitimi ve sanat çalışmalarından dolayı uzun süre Almanya`da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul`da verdiği konserle sahne hayatına döndü.

Gurbet yıllarında kendisine Erdoğan Atakar tarafından takılan "Bozkırın Tezenesi" lakabı halk ozanıyla adeta bütünleşti. Süleyman Demirel zamanında kendisine sunulan `devlet sanatçılığı` unvanını; "Halkın sanatçısı olarak kalmak, benim için en büyük mutluluk" diyerek geri çevirdi.

UNESCO tarafından "yaşayan insan hazinesi" kabul edilen Ertaş, İTÜ Devlet Konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü.



İstanbul Ajansı Haber Merkezi                                                                                                 25.09.2012