ZIREVAN’A ÖĞÜTLER….
Nazan SAATÇİnazansaatci@turkhaberler.net
Ah be Zirevan, ortalığı karıştırdın gittin…
Zirevan benim Facebook sayfamdaki belkide yüzlerce Kürt çocuğundan biriydi. Bir gün Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerinin yer aldığı yazıyı duvarımda gördü “Sende mi abla, ben seni böyle bilmezdim “ yazdı altına ve çıkıp gitti hesabımdan…
Zirevan belli ki dünyaya cok sınırlı bakiyordu, bilgisi azdı, yaşı küçük sayılabilirdi. Ne Atatürk’ü hakkıyla biliyordu, ne Türk, ne de Kürt tarihini. Ama belliki bir terror yanlısı tanımıştı hayatında. Ve yine eminim ki etkisindede kalmıştı o kişinin. Belki ağabey dediği komşusunun oğluydu o kişi yada abla dediği akraba kızı, kimbilir. Zirevan’a o gun herkes cok kızdı, haklıydılarda. Ben yinede ona kızmamaya çalıştım. Keşke konuşabilseydik çocuk seninle, keske anlayabilseydin gerçekleri.
Sevgili Zirevan,
Sana insanlar saygı duysunlar istersin değil mi? O zaman sende onlara saygı duyacaksın.
Seni sevsinler istersin herhalde ama sende sevmesini bileceksin.
Seni anlasınlar istersen, sende onları anlamaya çalışacaksın.
Soru sordun, abla dedin madem, kalıp sonuna kadar cevabını da dinleyeceksin.
En önemlisi de hayatta yapman gereken şeyler. Eğitim alacaksın, ciddi yayınlar okuyup ufkunu açacaksın öyle ki seni kendi çıkarları için kullanmak isteyen çıkarçılara yol vermeyeceksin.
Dışardan görünen olayın ne olduguna hemen karar vermeden once araştırma yapıp her taraftan nasıl göründüğüne de bakacaksın. Adil olup kafanda dürüstçe yargılayacaksın.
Anneni, babanı, arkadaşlarını sevmesini başarabildiysen sevgi çemberini dahada genişletebilirsin. Yüreğini açacak, bu dünya üzerindeki her canlıyı kucaklayacaksın.
Dostunu düşmanını iyi tanıyacaksın. Türkiye senin ülken, ülkene dört elle sarılacaksın. Onu bölmek isteyenlere önce sen mani olacaksın.
Ön yargılı olmayacaksın, durup düşünüp anlamaya çalışacaksın. Unutma ki sende yanlış anlaşılabilirsin. Ne zordur yanlış anlaşılmak, kendini ifade edememek.
Çok dikkatli olacaksın. Kırılmak istemiyorsan, kırmayacaksın.
Kurallar basittir aslında. Önce iğneyi kendine, sonra çuvaldızı başkasına batır derler ya, kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmayacaksın.
Hele günaha hiç girmeyeceksin. Bu canı insana Rab’bimiz verdi, almak kimin haddine. Kanlı emellere asla alet olmayacaksın.
Tarihini çok iyi öğreneceksin. Tarihini bilmeyen bir nesil, engellenemeyen sel suyu gibidir, akıp giderken önündekileri de yıkar, yok eder. Bilgisiz insan en büyük zararı yine kendine verir. Sen bilgileri yoğurup yaşadığın bu ülkenin refah seviyesini arttırmak için kullanacaksın.
Hayat zor aslında. Hayat, ben bunu beğenmedim deyip kaçmak değildir. Haklılığına inanıyorsan kalıp sonuna kadar savaşacaksın. Ama körü körüne ısrar etmek de cahil işidir, haksızsan kabul edip ufkunu açacaksın.
Doğrulara da şapka çıkaracaksın.
Sen, planlanmis baskı düzenlerine kafa kaldıracak, derebeylik rejimine geçit vermeyeceksin. Terörle yetim kalmis bebelerin ahını almayacak, bu çıkarcı, sinsi, gözü dönmüş hain gruplara aracı olmayacaksın.
Yiğidin hakkini yiğide vereceksin. Tarihini okursan bu ülkenin kurucusu ulu önder Atatürk’e değil saygı, sevgi de duyacaksın. Bazı liderler vardır, Atamız gibi, onların önünde önce sen eğileceksin.
Bir çuval pirinçte taşda olacak kumda. Taşlar bir gün ayıklanır sen pirinç olmayı dene. Köstek olma, destek ol, yararlı ol.
Huzuru sakın iki kuruşa değişme. Satılık olma. Katilin, bozguncunun, hesapçının yanında olma. Rant peşinde koşup insan hayatını hiçe sayan gözü dönmüş canilerin yaninda olmak sana yarar getirmez, her türlü terörün kimseye faydasi dokunmamıştır.
Mustafa Kemal gencecik bir çocuktu. Ülkesinin düşmanlarla çevrilmesini hazmedemedi ve bir gün yaşı bile tutmadan gönüllü gittiği bu mücadelede kurtuluş hareketi başlattı. Dört bir tarafdan sarılmıştık. Bir taraftan halk omuz omuza verip ülkesini düşmanlardan kurtarmaya çalışırken, bir kısım Kürtler ayaklandılar. Dediler ki”Vakit bu vakittir, hazır savas var, herkes toprak peşinde, bizde kendi ülkemizi kuralım.” Bu isyancılara sadece bazı Kürtler katıldı onlarda sonunda cezalandırıldılar.
Bir zamanların isyanıyla bu günün terörü arasında çok bir fark yok aslında. Karışıklık yapmak ve bundan çıkar yaratmak. Olayları iyi sentez etmek, oyunlara gelmemek lazım. Bugün içinde oturduğumuz toprakları, işte biz bu lidere borcluyuz. Atatürk, Kürt halkını da Türk şemsiyesi altına toplamış, ülkeyi parçalanmaktan korumuş, dünyamızda yaşamış nadir bir lider ve ne yazık ki senin o beğenmediğin “Ne mutlu Türküm diyene” sözü de onun o meşhur hitabetinden.
Sizler Kürt kökenli ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız, Türkiye sınırları içinde Türk çocuklarının sahip olduğu aynı haklara sahipsiniz, siz seçme ve seçilme hakkına sahipsiniz. Bu hakları, sana kucağını açmış bu ülkeyi arkadan vurmak için kullanma. Kullananların yanında olma. Sen bu hakkını, yörenin refah seviyesini geliştirmek için kullan. Gizli hesapların peşine düşme, hayatta hiçbir şey gizli kalmaz, hatalı olan er geç cezasını çeker. Kişi çekmese ailesi çeker, ilahi adalet vardır, bu gerçeyi göz ardı etme.
Türk’ü, Kürt’ü yok bunun, hepimiz tek bir parçayız. Bu ülkenin en çok sevilen sanatçılarının çoğu Kürt asıllıdır. Kürt asıllı olmaları, onlara olan sevgimizi hiçbir zaman değiştirmemiştir. Kardeşlik hissini öldürme, yüreğindeki saf sevgiyi öldürme, kardeşini öldürme, canilerin esiri olma, dönüşü olmayan yollara girme. Her türlü hakkın olduğu bir ülkede kendini haksız duruma düşürme.
Dilini koruyabilirsin tabi ama Türkçe’yi ögren. Kültürünü, töreni koru ama insan hayatını hiçe sayan töreleri destekleme. Hayata saygı duy, insana saygı duy, kadına saygı duy. Başka hesaplar peşinden koşma. Mert ol, yiğit ol, dürüst ol, merhametli ol. Unutma içinde yaşadığın bu güzel ülkenin huzuru ve düzeni senin de elinde.
Hayatlarının baharında kalleşce öldürülüyorlar, arkalarında gözü yaşlı analar, babalar, eşler, çocuklar, kardeşler, sevgililer bırakıyorlar. Yerlerinde olmak ister misin? O ateşin senide yakmasını ister misin? Hayatını kaybeden her şehit seninde bir parçan. Parçana sahip çık, orduna, askerine, polisine, jandarmana sahip çık.
Işin zor çocuk, şaşırtacaklar seni. Ermedi mi aklın, anlayamadın mı, artık dogruyu seçemiyor musun? Orada dur ve doğruyu hisset, kalbinin sesini dinle. Sadece yüreğinde sevgi taşıyan insan gibi insan olsan yeter. En büyük değer önce insan olabilmektir. Bütün zorluklara rağmen, çevrenden gelebilecek bütün kötülüklere rağmen, Türk milleti nelerin üstesinden gelmiştir, eminim sende başaracaksın.
Nazan Saatçi
Eylül 2012 / U.S.A
Zirevan benim Facebook sayfamdaki belkide yüzlerce Kürt çocuğundan biriydi. Bir gün Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerinin yer aldığı yazıyı duvarımda gördü “Sende mi abla, ben seni böyle bilmezdim “ yazdı altına ve çıkıp gitti hesabımdan…
Zirevan belli ki dünyaya cok sınırlı bakiyordu, bilgisi azdı, yaşı küçük sayılabilirdi. Ne Atatürk’ü hakkıyla biliyordu, ne Türk, ne de Kürt tarihini. Ama belliki bir terror yanlısı tanımıştı hayatında. Ve yine eminim ki etkisindede kalmıştı o kişinin. Belki ağabey dediği komşusunun oğluydu o kişi yada abla dediği akraba kızı, kimbilir. Zirevan’a o gun herkes cok kızdı, haklıydılarda. Ben yinede ona kızmamaya çalıştım. Keşke konuşabilseydik çocuk seninle, keske anlayabilseydin gerçekleri.
Sevgili Zirevan,
Sana insanlar saygı duysunlar istersin değil mi? O zaman sende onlara saygı duyacaksın.
Seni sevsinler istersin herhalde ama sende sevmesini bileceksin.
Seni anlasınlar istersen, sende onları anlamaya çalışacaksın.
Soru sordun, abla dedin madem, kalıp sonuna kadar cevabını da dinleyeceksin.
En önemlisi de hayatta yapman gereken şeyler. Eğitim alacaksın, ciddi yayınlar okuyup ufkunu açacaksın öyle ki seni kendi çıkarları için kullanmak isteyen çıkarçılara yol vermeyeceksin.
Dışardan görünen olayın ne olduguna hemen karar vermeden once araştırma yapıp her taraftan nasıl göründüğüne de bakacaksın. Adil olup kafanda dürüstçe yargılayacaksın.
Anneni, babanı, arkadaşlarını sevmesini başarabildiysen sevgi çemberini dahada genişletebilirsin. Yüreğini açacak, bu dünya üzerindeki her canlıyı kucaklayacaksın.
Dostunu düşmanını iyi tanıyacaksın. Türkiye senin ülken, ülkene dört elle sarılacaksın. Onu bölmek isteyenlere önce sen mani olacaksın.
Ön yargılı olmayacaksın, durup düşünüp anlamaya çalışacaksın. Unutma ki sende yanlış anlaşılabilirsin. Ne zordur yanlış anlaşılmak, kendini ifade edememek.
Çok dikkatli olacaksın. Kırılmak istemiyorsan, kırmayacaksın.
Kurallar basittir aslında. Önce iğneyi kendine, sonra çuvaldızı başkasına batır derler ya, kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmayacaksın.
Hele günaha hiç girmeyeceksin. Bu canı insana Rab’bimiz verdi, almak kimin haddine. Kanlı emellere asla alet olmayacaksın.
Tarihini çok iyi öğreneceksin. Tarihini bilmeyen bir nesil, engellenemeyen sel suyu gibidir, akıp giderken önündekileri de yıkar, yok eder. Bilgisiz insan en büyük zararı yine kendine verir. Sen bilgileri yoğurup yaşadığın bu ülkenin refah seviyesini arttırmak için kullanacaksın.
Hayat zor aslında. Hayat, ben bunu beğenmedim deyip kaçmak değildir. Haklılığına inanıyorsan kalıp sonuna kadar savaşacaksın. Ama körü körüne ısrar etmek de cahil işidir, haksızsan kabul edip ufkunu açacaksın.
Doğrulara da şapka çıkaracaksın.
Sen, planlanmis baskı düzenlerine kafa kaldıracak, derebeylik rejimine geçit vermeyeceksin. Terörle yetim kalmis bebelerin ahını almayacak, bu çıkarcı, sinsi, gözü dönmüş hain gruplara aracı olmayacaksın.
Yiğidin hakkini yiğide vereceksin. Tarihini okursan bu ülkenin kurucusu ulu önder Atatürk’e değil saygı, sevgi de duyacaksın. Bazı liderler vardır, Atamız gibi, onların önünde önce sen eğileceksin.
Bir çuval pirinçte taşda olacak kumda. Taşlar bir gün ayıklanır sen pirinç olmayı dene. Köstek olma, destek ol, yararlı ol.
Huzuru sakın iki kuruşa değişme. Satılık olma. Katilin, bozguncunun, hesapçının yanında olma. Rant peşinde koşup insan hayatını hiçe sayan gözü dönmüş canilerin yaninda olmak sana yarar getirmez, her türlü terörün kimseye faydasi dokunmamıştır.
Mustafa Kemal gencecik bir çocuktu. Ülkesinin düşmanlarla çevrilmesini hazmedemedi ve bir gün yaşı bile tutmadan gönüllü gittiği bu mücadelede kurtuluş hareketi başlattı. Dört bir tarafdan sarılmıştık. Bir taraftan halk omuz omuza verip ülkesini düşmanlardan kurtarmaya çalışırken, bir kısım Kürtler ayaklandılar. Dediler ki”Vakit bu vakittir, hazır savas var, herkes toprak peşinde, bizde kendi ülkemizi kuralım.” Bu isyancılara sadece bazı Kürtler katıldı onlarda sonunda cezalandırıldılar.
Bir zamanların isyanıyla bu günün terörü arasında çok bir fark yok aslında. Karışıklık yapmak ve bundan çıkar yaratmak. Olayları iyi sentez etmek, oyunlara gelmemek lazım. Bugün içinde oturduğumuz toprakları, işte biz bu lidere borcluyuz. Atatürk, Kürt halkını da Türk şemsiyesi altına toplamış, ülkeyi parçalanmaktan korumuş, dünyamızda yaşamış nadir bir lider ve ne yazık ki senin o beğenmediğin “Ne mutlu Türküm diyene” sözü de onun o meşhur hitabetinden.
Sizler Kürt kökenli ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız, Türkiye sınırları içinde Türk çocuklarının sahip olduğu aynı haklara sahipsiniz, siz seçme ve seçilme hakkına sahipsiniz. Bu hakları, sana kucağını açmış bu ülkeyi arkadan vurmak için kullanma. Kullananların yanında olma. Sen bu hakkını, yörenin refah seviyesini geliştirmek için kullan. Gizli hesapların peşine düşme, hayatta hiçbir şey gizli kalmaz, hatalı olan er geç cezasını çeker. Kişi çekmese ailesi çeker, ilahi adalet vardır, bu gerçeyi göz ardı etme.
Türk’ü, Kürt’ü yok bunun, hepimiz tek bir parçayız. Bu ülkenin en çok sevilen sanatçılarının çoğu Kürt asıllıdır. Kürt asıllı olmaları, onlara olan sevgimizi hiçbir zaman değiştirmemiştir. Kardeşlik hissini öldürme, yüreğindeki saf sevgiyi öldürme, kardeşini öldürme, canilerin esiri olma, dönüşü olmayan yollara girme. Her türlü hakkın olduğu bir ülkede kendini haksız duruma düşürme.
Dilini koruyabilirsin tabi ama Türkçe’yi ögren. Kültürünü, töreni koru ama insan hayatını hiçe sayan töreleri destekleme. Hayata saygı duy, insana saygı duy, kadına saygı duy. Başka hesaplar peşinden koşma. Mert ol, yiğit ol, dürüst ol, merhametli ol. Unutma içinde yaşadığın bu güzel ülkenin huzuru ve düzeni senin de elinde.
Hayatlarının baharında kalleşce öldürülüyorlar, arkalarında gözü yaşlı analar, babalar, eşler, çocuklar, kardeşler, sevgililer bırakıyorlar. Yerlerinde olmak ister misin? O ateşin senide yakmasını ister misin? Hayatını kaybeden her şehit seninde bir parçan. Parçana sahip çık, orduna, askerine, polisine, jandarmana sahip çık.
Işin zor çocuk, şaşırtacaklar seni. Ermedi mi aklın, anlayamadın mı, artık dogruyu seçemiyor musun? Orada dur ve doğruyu hisset, kalbinin sesini dinle. Sadece yüreğinde sevgi taşıyan insan gibi insan olsan yeter. En büyük değer önce insan olabilmektir. Bütün zorluklara rağmen, çevrenden gelebilecek bütün kötülüklere rağmen, Türk milleti nelerin üstesinden gelmiştir, eminim sende başaracaksın.
Nazan Saatçi
Eylül 2012 / U.S.A
No comments:
Post a Comment