Friday, August 24, 2012
Zerdeçal Faydaları ve Kullanımı
Zerdeçal Faydaları ve Kullanımı
Zerdeçal (zerdeçöp , zerdeçal , safran kökü, sarıboya, zerdeçav, hint safranı, CURCUMA LONGA L., Zingiberaceae) polifenolik bir bileşiktir(4).
Zerdeçal sarı çiçekli, büyük yapraklı ve rizomlu çok yıllk otsu bir bitkidir. Başta Pakistan, Hindistan, Çin ve Bangladeş olmak üzere Asya’nın tropik bölgelerde yetişir. Bitkinin toprak altındaki ana rizomları yumurta veya armut seklindedir. Yan rizomları ise parmak şeklindedir. Rizomların üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı renklidir. Acımsı bir tadı vardır.
Piyasada parmak şeklinde (rizom) ve toz şeklinde bulunur. İçinde onlarca madde bulunur. Fakat aktif maddesi kurkumindir. Zerdeçal tozunun yaklaşık 1:30- 1:100 kadarı curcumindir. 1 silme tatlı kaşığı zerdeçal 3 gramdır; ortalama 30-90 mg curcumin içerir.
200 mg/gün’lük dozlarda (yaklaşık 2-4 silme tatlı kaşığı toz) zerdeçalın antienflamatuvar, antikanserojen ve antiaterojenik olduğu gösterilmiştir. Bilinen bir yan etkisi yoktur.
Zerdeçal ipek kumaşlar ve ince derilerin boyanmasında ve kına yakmada da renklendirici olarak kullanılmaktadır
Zerdeçal Faydaları
Zerdeçal nedir ve zerdeçal faydaları nelerdir? Hint safranı olarak da bilinen zerdeçal özelikle Pakistan Çin Hindistan gibi ülkelerde yetiştirilmektedir. Tropik ülkelerde kültürü yapılmaktadır. Ülkemizde ise yetişmemektedir.
Köri tozunun temel öğelerinden olan zerdeçal Batıda daha çok baharat olarak kullanılmasına rağmen Asyada uzun zamandan beri doğal ilaç olarak kullanılmaktadır.
http://www.drmavinokta.net
Etken maddesi curcumin olan zerdaçalın 3 gramında yaklaşık olarak 30 ila 90 mg curcumin bulunur. Zerdeçalın kullanılan kısmı toz haline getirilmiş köküdür. (zerdeçal tozu)
Zerdaçal Faydaları Nelerdir?
Antioksidan etkilidir. Curcuminin antioksidan etkisinin E ve C vitaminlerinden daha güçlü olduğu görülmüştür.
İltihap giderici özelliği vardır.
Zerdeçal karaciğer için yararlıdır. Karacigeri güçlendirir ve karaciğerden toksinlerin atılmasına yardım eder.
Solunum yolu enfeksiyonların tedavisinde yararlanılır.
Curcumin kansere karşı koruma sağlar ve tümör hücrelerinin çoğalmasını engelleyici özelligi vardır.
Yapılan araştırmalarda cilt, kolon, ve gögüs kanseri için faydalı olabileceği görülmüştür.
Safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarına karşı etkisi zerdeçal yararları arasındadır.
Deneysel çalışmalarda zerdaçalın kolesterolü azaltıcı etkisi belirlenmiştir.
Kalp hastalıklarını önleyebileceği yine yapılan araştırma sonuçlarından biridir.
Zerdeçal kullanımı hazmı kolaylaştırır
Sigaranın verdigi zararları önemli ölçüde azaltabileceği yapılan bir çalışmada görülmüştür.
Haricen deri rahatsızlıklarında yararlıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde zerdeçalın Kistik fibroz tedavisinde önemli fayda sağlayabileceği gösterilmiştir.
Almanya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu zerdeçal rizomunun safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarında ve hazımsızlıkta kullanılabileceğini belirtmiştir.
Zerdeçal bal ile karıştırılıp ya da yemeklere katılarak kullanılabilir.
BIL BAKALIM NE DEMEK?
BIL BAKALIM NE DEMEK?
Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına Başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir
adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.
Padişah, ihtiyarı selamlamış:
"Selamunaleykum ey pir'i fani..."
"Aleykumselam ey serdar'i cihan..."
Padişah sormuş:
"Altılarda ne yaptın?"
"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."
Padişah gene sormuş:
"Geceleri kalkmadın mı?"
"Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."
Padişah gülmüş:
"Bir kaz göndersem yolar mısın?"
"Hem de ciyaklatmadan..."
Padişahla Başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah
Başvezire dönmüş:
"Ne konuştuğumuzu anladın mı?"
"Hayır padişahım..."
Padişah sinirlenmiş:
"Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere
kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
"Ne konuştunuz siz padişahla..."
Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."
Başvezir, yüz altın vermiş.
"Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah
olduğunu."
"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."
Vezir kafasını kaşımış.
"Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
"Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü
çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da
kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."
Vezir bir soru daha sormuş...
"Geceleri kalkmadın mı ne demek?"
Adam bir yüz altın daha almış.
"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına
yaradılar, dedim..."
Vezir gene kafasını sallamış.
"Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..."
Adam gülmüş.
"Onu da sen bul..."
Yanına Başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir
adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.
Padişah, ihtiyarı selamlamış:
"Selamunaleykum ey pir'i fani..."
"Aleykumselam ey serdar'i cihan..."
Padişah sormuş:
"Altılarda ne yaptın?"
"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."
Padişah gene sormuş:
"Geceleri kalkmadın mı?"
"Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."
Padişah gülmüş:
"Bir kaz göndersem yolar mısın?"
"Hem de ciyaklatmadan..."
Padişahla Başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah
Başvezire dönmüş:
"Ne konuştuğumuzu anladın mı?"
"Hayır padişahım..."
Padişah sinirlenmiş:
"Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere
kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
"Ne konuştunuz siz padişahla..."
Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."
Başvezir, yüz altın vermiş.
"Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah
olduğunu."
"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."
Vezir kafasını kaşımış.
"Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
"Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü
çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da
kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."
Vezir bir soru daha sormuş...
"Geceleri kalkmadın mı ne demek?"
Adam bir yüz altın daha almış.
"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına
yaradılar, dedim..."
Vezir gene kafasını sallamış.
"Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..."
Adam gülmüş.
"Onu da sen bul..."
ESMA-ÜL HÜSNA Cenâb-ı Allah'ın güzel isimleri.
ESMA-ÜL HÜSNA Cenâb-ı Allah'ın güzel isimleri.
ESMA-ÜL HÜSNA Cenâb-ı Allah'ın güzel isimleri.
Yaşadığımız dünya, felekler, yıldızlar, ay ve güneş birer âlemdir. Bütün bu âlemler bir ahenk içindedirler. Bu, Allah'ın Rab sıfatının bir tecellisidir. Dünyadaki düzenin kaidelerini koyup, varlıkları bir ahenk içinde yaşatma da Rab sıfatının gereğidir. Doğmamız, büyümemiz, ölmemiz, insanlardaki yücelik, ahlâk, terbiye, kemal hep Rubûbiyet sıfatının yansımasındandır. Gözün görmesi, aklın ermesi, bütün iş ve hareketler, olma ve oluşma Rab sıfatının bir tecellisidir. Onsuz bir hareket ve düşünce yoktur. Gerek Kur'ân-ı Kerîm'de gerek hâdis-i şeriflerde gecen birçok güzel ismi vardır. Aslında bu isimleri iki grupta ele almak mümkündür:
a) Hak Teâlâ'nın zatına mahsus bir özel isim olan "Allah" lâfz-ı şerifi Ondan başka bir varlık hakkında kullanılmamıştır. Kullanılması caiz değildir. Bu ismin tesniyesi (ikil siğası) ve çoğulu da yoktur. Bir başka dile tercüme edilemez, hiçbir kelime onun yerini tutamaz.
b) Allahu Teâlâ'nın ikinci gruba giren isimleri, sıfatlarından alınan isimlerdir. Ayet ve hadislerde Cenâb-ı Hakk'ın pekçok güzel isminden bahsedilir. Bunlardan her biri O'nun sıfatları ile ilgili ve onlardan alınan isimlerdir. Rahman, Rahîm, Âlîm, Hâlik vs. gibi. Bu isimler bir başka dile tercüme edilebilir. Meselâ, Hâlik ismi, yaratan veya yaratıcı olarak söylenebilir. Müminin Allah hakkındaki inancı, O'nun zâtının mukâddes olduğu, diğer zat ve eşyâyâ benzemediği, yüce sıfatlarla sıfatlandığıdır. Allah kendisini Esmâü'l-Hüsnâ en güzel isimler ile isimlendirmiştir (el-A 'râf, 7/180; el-İsrâ, 17/1 10; Tâhâ, 20/7; el-Haşr, 59/24). Doksan dokuz adet olan bu isimlerin basında "Allah gelir. Diğer isimlerin hiçbiri anlam ve içerik itibarıyla "Allah" isminin yerini alamaz. Bu nedenle, İslâm'a girecek kişi, "Lâ ilâhe İllâllah" der; "Lâ ilâhe illarahman" demez. Namaza başlarken, "Allahü Ekber"der; "Rahman Ekber" diyemez. Allahu Teâlâ'nın bütün isimleri güzeldir. Kur'an-ı Kerîm'de, "Allah'ın güzel isimleri vardır. O halde Allah'a o güzel isimlerle dua edin" (el-A'râf, 7/180);
"De ki: "İster Allah deyip dua edin, ister Rahman deyip dua edin; hangisi ile dua ederseniz edin, onun güzel isimleri vardır '' (el-İsrâ, 1 7/110) buyurulmuştur.
Peygamber efendimiz de bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: "Allahu Teâlâ'nın doksan dokuz ismi vardır. O isimleri kim ezberlerse (sayar, manasını anlar ve şuûruna ererse) cennete gider. şüphesiz, Allah tektir ve tek olmayı sever" (Buhârî, Daavât, 68). Allahu Teâlâ'nın isimleri doksandokuz isimden ibaret değildir. O'nun ayet ve hadislerde gecen başka isimleri de vardır. Yalnız Tirmizî ve İbn Mâce'de geçen bir hadiste bu doksan dokuz isim teker teker sayılmıştır. Bu isimler şunlardır:
1-"Allah": O kendinden başka hiç bir ilah bulunmayan tek bir Allah'tır.
2-"er-Rahman": Esirgeyici,bütün mahlukatına rahmetiyle muamele eden (dünyada)
3-"er-Rahim": Bağışlayıcı,sevdiklerine ve müminlere merhamet eden (ahirette)
4-"el-Melik": Mülkün sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
5-"el-Kuddüs": Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.
6-"el-Selam": Her çeşit afet ve kederlerden emin olan.
7-"el-Mü'min": Kullarına emniyet veren. Kendinin ve peygamberlerinin doğruluğunu ortaya koyan, kullarına yaptığı vadinde sadık.
8-"el-Müheymin": Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden,her şeyi gözetip koruyan.
9-"el-Aziz": İzzet sahibi, mağlup edilmesi imkansız olan, her şeye galip olan.
10-"el-Cabbar": Azamet ve kudret sahibi,istediğini mutlak yapan,dilediğine muktedir olan.
11-"el-Mütekebbir": Ululuk sahibi,her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.
12-"el-Halik": Her şeyin varlığını ve geçireceği halleri takdir eden, yaratan, yoktan vareden büyüklükte eşi olmayan.
13-"el-Bari": Her şeyin aza ve cihazını birbirine uygun yaratan.
14-"el-Musavvir": Tasvir eden, her şeye bir şekil ve hususiyet veren.
15-"el-Gaffar": Kullarının günahını örten, mağfireti çok, günahları bağışlayıcı.
16-"el-Kahhar": Her şeye, her istediğini yapacak surette, galip ve hakim.
17-"el-Vahhab": Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayan.
18-"el-Rezzak": Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.
19-"el-Fettah": Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.
20-"el-Alim": Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.
21-"el-Kabıt": Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan.
22-"el-Basit": Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.
23-"el-Hafıd": Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren.
24-"el-Rafi": Yukarı kaldıran, yükselten, dereceleri yükselten.
25-"el-Muiz": İzzet veren, aziz kılan.
26-"el-Müzil": Zillete düşüren, hor ve hakir eden.
27-"el-Semi": Her şeyi işiten, kullarının niyazını kabul eden.
28-"el-Basir": Her şeyi gören.
29-"el-Hakem": Hikmet sahibi olan,yaptığı her işte hikmeti gözeten, hükmeden.
30-"el-Adl": Son derece adaletli olan.
31-"el-Latif": En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, lütuf ve ihsan sahibi olan.
32-"el-Habir": Her şeyi iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan.
33-"el-Halim": Yumuşak davranan, hilmi çok olan.
34-"el-Azim": Pek azametli olan,yüce.
35-"el-Gafur": Çok bağışlayan, mağfireti çok.
36-"el-Şekur": Kendini rızası için yapılan amelleri daha ziyadesi ile karşılayan.
37-"el-Aliyy": Çok yüce.
38-"el-Kebir": Pek büyük.
39-"el-Hafız": Yapılan işleri bütün tavsilatıyla hıfzeden,her şeyi afad ve beladan koruyan.
40-"el-Mukit": Bilen, tayin eden. Her yaradılmışın rızkını veren.
41-"el-Hasib": Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının bütün teferruatıyla hesabını iyi bilen. Mahlukatına kafi olan.
42-"el-Celil": Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan.
43-"el-Kerim": Çok ikram edici
44-"el-Rakib": Bütün varlıklar ve bütün işler murakabesi altında bulunan.
45-"el-Mucib": Kendine yalvaranların isteklerini veren, duaları kabul eden.
46-"el-Vasi": Lütfu bol olan.
47-"el-Hakim": Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli, hikmet sahibi olan.
48-"el-Vedud": İyi kullarını seven,rızasına indiren ve sevilmeye layık olan.
49-"el-Mecid": Şanı,şerefi çok üstün olan.
50-"el-Bais": Ölüleri dirilten, kabirlerden çıkaran.
51-"el-Şehid": Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan.
52-"el-Hakk": Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran.
53-"el-Vekil": Tevekkül sahiplerinin işini düzeltip onlardan daha iyi temin eden.
54-"el-Kaviyy": Pek kuvvetli.
55-"el-Metin": Pek güçlü.
56-"el-Veliyy": Seçkin kullarının dostu.
57-"el-Hamid": Ancak kendine hamd edilen,b ütün varlığın diliyle övülen.
58-"el-Muhsin": Namütanahi de olsa, bir bir herşeyin sayısını bilen.
59-"el-Mubdi": Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak baştan yaratan.
60-"el-Muid": Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan.
61-"el-Muhyi": İhya eden,dirilten,can bağışlayan, sağlık veren.
62-"el-Mümit": Canlı, bir mahlukatın ölümünü yaratan, öldüren.
63-"el-Hayy": Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi.
64-"el-Kayyum": Yarattıklarının işini çeviren her işleneni bilen,evveli olmayan.
65-"el-Vacid": İstediğini, istediği vakit bulan.
66-"el-Macid": Kadri ve şanı büyük, kerem ve müsemahası bol.
67-"el-Vahid": Tek. Zatında, sıfatlarında, isimlerinde, efailinde ortağı ve benzeri olmayan.
68-"el-Samed": Her şey O na muhtac, fakat O hiç birşeye muhtaç değil.
69-"el-Kadir": İstediğini, istediği gibi yaratmaya muktedir olan.
70-"el-Mukdedir": Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.
71-"el-Mukaddim": İstediğini öne getiren, öne alan.
72-"el-Muahhir": İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.
73-"el-Evvel": Her şeyden önce var olan.
74-"el-Ahir": Her şey helak olduktan sonra geri kalan.
75-"el-Zahir": Varlığı sayısız delillerle açık olan.
76-"el-Batın": Akılların idrak edemeyeceği yüceliği gizli olan.
77-"el-Vali": Bu muazzam kainatı ve bütün hadisatı tek başına idare eden.
78-"el-Müteali": Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her halden pek yüce olan.
79-"el-Berr": Kullarına iyilik ve ihsanı,nimetleri bol olan.
80-"el-Tevvab": Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan.
81-"el-Muntekım": Günahkarlara,adaletiyle, müstahak oldukları cezayı veren.
82-"el-Afüvv": Affeden, mağfiret eden.
83-"el-Rauf": Merhamet edici.pek şefkatli.
84-"Malik'ül-Mülk": Mülkün ebedi ezeli sahibi.
85-"Zülcelali ve'l-İkram": Hem azamet sahibi, hem fazlu kerem sahibi.
86-"el-Muksit": Hükmünde ve işlerinde adaletli olan.
87-"el-Cami": İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan.
88-"el-Ganiyy": Çok zengin, hiç birşeye muhtaç olmayan.
89-"el-Mugni": Dilediğine zenginlik veren müstağni kılan.
90-"el-Mani": Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen.
91-"el-Darr": Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana uğratan.
92-"el-Nafi": Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran.
93-"el-Nur": Alemleri nurlandıran, dilediğine nur eden, nur olan.
94-"el-Hadi": Hidayete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan.
95-"el-Bedi": Örneksiz,misalsiz, acaip ve hayret verici alemler yaratan.
96-"el-Baki": Varlığının sonu bulunmayan,ebedi olan.
97-"el-Varis": Varlığı devam eden, servetlerin hakiki sahibi.
98-"el-Raşit": Bütün alemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle akıbetine ulaştıran.
99-"es-Sabur": Çok sabırlı olan, isyankarlardan acele intikam almayan.
Yaşadığımız dünya, felekler, yıldızlar, ay ve güneş birer âlemdir. Bütün bu âlemler bir ahenk içindedirler. Bu, Allah'ın Rab sıfatının bir tecellisidir. Dünyadaki düzenin kaidelerini koyup, varlıkları bir ahenk içinde yaşatma da Rab sıfatının gereğidir. Doğmamız, büyümemiz, ölmemiz, insanlardaki yücelik, ahlâk, terbiye, kemal hep Rubûbiyet sıfatının yansımasındandır. Gözün görmesi, aklın ermesi, bütün iş ve hareketler, olma ve oluşma Rab sıfatının bir tecellisidir. Onsuz bir hareket ve düşünce yoktur. Gerek Kur'ân-ı Kerîm'de gerek hâdis-i şeriflerde gecen birçok güzel ismi vardır. Aslında bu isimleri iki grupta ele almak mümkündür:
a) Hak Teâlâ'nın zatına mahsus bir özel isim olan "Allah" lâfz-ı şerifi Ondan başka bir varlık hakkında kullanılmamıştır. Kullanılması caiz değildir. Bu ismin tesniyesi (ikil siğası) ve çoğulu da yoktur. Bir başka dile tercüme edilemez, hiçbir kelime onun yerini tutamaz.
b) Allahu Teâlâ'nın ikinci gruba giren isimleri, sıfatlarından alınan isimlerdir. Ayet ve hadislerde Cenâb-ı Hakk'ın pekçok güzel isminden bahsedilir. Bunlardan her biri O'nun sıfatları ile ilgili ve onlardan alınan isimlerdir. Rahman, Rahîm, Âlîm, Hâlik vs. gibi. Bu isimler bir başka dile tercüme edilebilir. Meselâ, Hâlik ismi, yaratan veya yaratıcı olarak söylenebilir. Müminin Allah hakkındaki inancı, O'nun zâtının mukâddes olduğu, diğer zat ve eşyâyâ benzemediği, yüce sıfatlarla sıfatlandığıdır. Allah kendisini Esmâü'l-Hüsnâ en güzel isimler ile isimlendirmiştir (el-A 'râf, 7/180; el-İsrâ, 17/1 10; Tâhâ, 20/7; el-Haşr, 59/24). Doksan dokuz adet olan bu isimlerin basında "Allah gelir. Diğer isimlerin hiçbiri anlam ve içerik itibarıyla "Allah" isminin yerini alamaz. Bu nedenle, İslâm'a girecek kişi, "Lâ ilâhe İllâllah" der; "Lâ ilâhe illarahman" demez. Namaza başlarken, "Allahü Ekber"der; "Rahman Ekber" diyemez. Allahu Teâlâ'nın bütün isimleri güzeldir. Kur'an-ı Kerîm'de, "Allah'ın güzel isimleri vardır. O halde Allah'a o güzel isimlerle dua edin" (el-A'râf, 7/180);
"De ki: "İster Allah deyip dua edin, ister Rahman deyip dua edin; hangisi ile dua ederseniz edin, onun güzel isimleri vardır '' (el-İsrâ, 1 7/110) buyurulmuştur.
Peygamber efendimiz de bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: "Allahu Teâlâ'nın doksan dokuz ismi vardır. O isimleri kim ezberlerse (sayar, manasını anlar ve şuûruna ererse) cennete gider. şüphesiz, Allah tektir ve tek olmayı sever" (Buhârî, Daavât, 68). Allahu Teâlâ'nın isimleri doksandokuz isimden ibaret değildir. O'nun ayet ve hadislerde gecen başka isimleri de vardır. Yalnız Tirmizî ve İbn Mâce'de geçen bir hadiste bu doksan dokuz isim teker teker sayılmıştır. Bu isimler şunlardır:
1-"Allah": O kendinden başka hiç bir ilah bulunmayan tek bir Allah'tır.
2-"er-Rahman": Esirgeyici,bütün mahlukatına rahmetiyle muamele eden (dünyada)
3-"er-Rahim": Bağışlayıcı,sevdiklerine ve müminlere merhamet eden (ahirette)
4-"el-Melik": Mülkün sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
5-"el-Kuddüs": Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.
6-"el-Selam": Her çeşit afet ve kederlerden emin olan.
7-"el-Mü'min": Kullarına emniyet veren. Kendinin ve peygamberlerinin doğruluğunu ortaya koyan, kullarına yaptığı vadinde sadık.
8-"el-Müheymin": Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden,her şeyi gözetip koruyan.
9-"el-Aziz": İzzet sahibi, mağlup edilmesi imkansız olan, her şeye galip olan.
10-"el-Cabbar": Azamet ve kudret sahibi,istediğini mutlak yapan,dilediğine muktedir olan.
11-"el-Mütekebbir": Ululuk sahibi,her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.
12-"el-Halik": Her şeyin varlığını ve geçireceği halleri takdir eden, yaratan, yoktan vareden büyüklükte eşi olmayan.
13-"el-Bari": Her şeyin aza ve cihazını birbirine uygun yaratan.
14-"el-Musavvir": Tasvir eden, her şeye bir şekil ve hususiyet veren.
15-"el-Gaffar": Kullarının günahını örten, mağfireti çok, günahları bağışlayıcı.
16-"el-Kahhar": Her şeye, her istediğini yapacak surette, galip ve hakim.
17-"el-Vahhab": Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayan.
18-"el-Rezzak": Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.
19-"el-Fettah": Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.
20-"el-Alim": Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.
21-"el-Kabıt": Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan.
22-"el-Basit": Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.
23-"el-Hafıd": Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren.
24-"el-Rafi": Yukarı kaldıran, yükselten, dereceleri yükselten.
25-"el-Muiz": İzzet veren, aziz kılan.
26-"el-Müzil": Zillete düşüren, hor ve hakir eden.
27-"el-Semi": Her şeyi işiten, kullarının niyazını kabul eden.
28-"el-Basir": Her şeyi gören.
29-"el-Hakem": Hikmet sahibi olan,yaptığı her işte hikmeti gözeten, hükmeden.
30-"el-Adl": Son derece adaletli olan.
31-"el-Latif": En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, lütuf ve ihsan sahibi olan.
32-"el-Habir": Her şeyi iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan.
33-"el-Halim": Yumuşak davranan, hilmi çok olan.
34-"el-Azim": Pek azametli olan,yüce.
35-"el-Gafur": Çok bağışlayan, mağfireti çok.
36-"el-Şekur": Kendini rızası için yapılan amelleri daha ziyadesi ile karşılayan.
37-"el-Aliyy": Çok yüce.
38-"el-Kebir": Pek büyük.
39-"el-Hafız": Yapılan işleri bütün tavsilatıyla hıfzeden,her şeyi afad ve beladan koruyan.
40-"el-Mukit": Bilen, tayin eden. Her yaradılmışın rızkını veren.
41-"el-Hasib": Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının bütün teferruatıyla hesabını iyi bilen. Mahlukatına kafi olan.
42-"el-Celil": Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan.
43-"el-Kerim": Çok ikram edici
44-"el-Rakib": Bütün varlıklar ve bütün işler murakabesi altında bulunan.
45-"el-Mucib": Kendine yalvaranların isteklerini veren, duaları kabul eden.
46-"el-Vasi": Lütfu bol olan.
47-"el-Hakim": Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli, hikmet sahibi olan.
48-"el-Vedud": İyi kullarını seven,rızasına indiren ve sevilmeye layık olan.
49-"el-Mecid": Şanı,şerefi çok üstün olan.
50-"el-Bais": Ölüleri dirilten, kabirlerden çıkaran.
51-"el-Şehid": Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan.
52-"el-Hakk": Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran.
53-"el-Vekil": Tevekkül sahiplerinin işini düzeltip onlardan daha iyi temin eden.
54-"el-Kaviyy": Pek kuvvetli.
55-"el-Metin": Pek güçlü.
56-"el-Veliyy": Seçkin kullarının dostu.
57-"el-Hamid": Ancak kendine hamd edilen,b ütün varlığın diliyle övülen.
58-"el-Muhsin": Namütanahi de olsa, bir bir herşeyin sayısını bilen.
59-"el-Mubdi": Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak baştan yaratan.
60-"el-Muid": Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan.
61-"el-Muhyi": İhya eden,dirilten,can bağışlayan, sağlık veren.
62-"el-Mümit": Canlı, bir mahlukatın ölümünü yaratan, öldüren.
63-"el-Hayy": Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi.
64-"el-Kayyum": Yarattıklarının işini çeviren her işleneni bilen,evveli olmayan.
65-"el-Vacid": İstediğini, istediği vakit bulan.
66-"el-Macid": Kadri ve şanı büyük, kerem ve müsemahası bol.
67-"el-Vahid": Tek. Zatında, sıfatlarında, isimlerinde, efailinde ortağı ve benzeri olmayan.
68-"el-Samed": Her şey O na muhtac, fakat O hiç birşeye muhtaç değil.
69-"el-Kadir": İstediğini, istediği gibi yaratmaya muktedir olan.
70-"el-Mukdedir": Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.
71-"el-Mukaddim": İstediğini öne getiren, öne alan.
72-"el-Muahhir": İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.
73-"el-Evvel": Her şeyden önce var olan.
74-"el-Ahir": Her şey helak olduktan sonra geri kalan.
75-"el-Zahir": Varlığı sayısız delillerle açık olan.
76-"el-Batın": Akılların idrak edemeyeceği yüceliği gizli olan.
77-"el-Vali": Bu muazzam kainatı ve bütün hadisatı tek başına idare eden.
78-"el-Müteali": Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her halden pek yüce olan.
79-"el-Berr": Kullarına iyilik ve ihsanı,nimetleri bol olan.
80-"el-Tevvab": Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan.
81-"el-Muntekım": Günahkarlara,adaletiyle, müstahak oldukları cezayı veren.
82-"el-Afüvv": Affeden, mağfiret eden.
83-"el-Rauf": Merhamet edici.pek şefkatli.
84-"Malik'ül-Mülk": Mülkün ebedi ezeli sahibi.
85-"Zülcelali ve'l-İkram": Hem azamet sahibi, hem fazlu kerem sahibi.
86-"el-Muksit": Hükmünde ve işlerinde adaletli olan.
87-"el-Cami": İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan.
88-"el-Ganiyy": Çok zengin, hiç birşeye muhtaç olmayan.
89-"el-Mugni": Dilediğine zenginlik veren müstağni kılan.
90-"el-Mani": Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen.
91-"el-Darr": Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana uğratan.
92-"el-Nafi": Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran.
93-"el-Nur": Alemleri nurlandıran, dilediğine nur eden, nur olan.
94-"el-Hadi": Hidayete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan.
95-"el-Bedi": Örneksiz,misalsiz, acaip ve hayret verici alemler yaratan.
96-"el-Baki": Varlığının sonu bulunmayan,ebedi olan.
97-"el-Varis": Varlığı devam eden, servetlerin hakiki sahibi.
98-"el-Raşit": Bütün alemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle akıbetine ulaştıran.
99-"es-Sabur": Çok sabırlı olan, isyankarlardan acele intikam almayan.
Körlüğe karşı yeni umut
26 Temmuz 2012 - 16:44
Körlüğe karşı yeni umut
Işığa duyarlı kimyasal maddelerin enjekte edilmesi yoluyla kör farelerin yeniden görmesi sağlandı
ABD’li bilim adamları, ışığa duyarlı kimyasal maddeler enjekte ederek kör farelerin yeniden görmesini sağladı.
Nöron dergisinde çıkan rapora göre, tavuk karası ve makula dejenerasyonu gibi körlüğün en fazla görülen türlerine karşı yeni bir umut ışığı doğdu. Berkeley California Üniversitesi Moleküler ve Hücre Biyolojisi Bölümü Nörobiyologu ve projenin baş araştırmacısı Prof. Richard Kramer, AAQ adındaki kimyasal maddenin, retina çevresindeki hücreleri tekrar ışığa duyarlı hale getirdiğini ve vücuda enjekte edildiği için mikroçip implantasyonu veya kök hücre nakli gibi ameliyat yöntemleri gerektirmediğini bildirdi.
Kramer, körlüğe karşı bulunan yeni tedavi yöntemi sayesinde, hastanın maddeyi istediği dozda alabileceğini, diğer ilaçlarla birlikte kullanabileceğini, sonuçları beğenmediği takdirde kullanmayı kesebileceğini, kısacası körlüğe karşı yeni bir dönemin başlayabileceğini söyledi.
Bir çipin ameliyatla hastaya nakledilmesinden sonra çalışmaması halinde geri dönüşün olamayacağını hatırlatan Kramer, geliştirdikleri kimyasallar sayesinde bu durumun değiştirilebileceğini belirtti.
Uzmanlar, verilen kimyasalların fareleri ne derece tedavi ettiği konusunda kesin verilere sahip olmadıklarını, ama farelerin gözbebeklerinde ışığa karşı tepki oluştuğunu tespit ettiklerini açıkladı.
Washinghton Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı olan ve proje ekibinde yer alan Dr. Russell Van Gelder, genetik mutasyonlu kör farelerin gözlerinin bu deney sırasında açıldığını ve bunun göz tedavisinde önemli bir gelişme olduğunu kaydetti.
Bu maddenin güvenli olup olmadığı ve insanlarda kullanılıp kullanılamayacağı konularında araştırmaların sürdüğünü belirten Dr. Van Gelder, maddenin retinadaki duyarlılığı geri getirdiğini kanıtladıklarını ve geliştirilme çalışmalarının devam edeceğini sözlerine ekledi.
milliyet haber,
"Soğan" Kandaki Şeker Seviyesini Ayarlar!
"Soğan" Kandaki Şeker Seviyesini Ayarlar!
Kandaki şeker seviyesini ayarladığı için şeker hastaları tarafından tüketilmesi tavsiye edilir. Ayrıca soğanda bol miktarda A, B ve C vitaminleri bulunmaktadır.
ŞEKER HASTALARI İÇİN ÖNERİLER
Kandaki şeker seviyesini ayarladığı için şeker hastaları tarafından tüketilmesi tavsiye edilir. Ayrıca soğanda bol miktarda A, B ve C vitaminleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra fosfor, magnezyum, kükürt, sodyum ve iyot minarellerince de zengindir.
Çiğ olarak yiyip en çok fayda gördüğümüz besinlerin başında soğan gelmektedir. İçerdiği besin değerleri sayesinde vücut direncimizi korumamıza yardımcı olur. Vücudumuza kuvvet ve zindelik verir. Bağışıklık sistemimizin güçlenmesine karşı sağlar. Grip, soğuk algınlağı ve bronşit hastalıklarında faydalıdır. Nefes yollarını açıcı etkisi vardır ve öksürüğü keser.
Ayrıca kalp-damar yollarına faydalıdır. Kansere karşı koruyucu özelliği mevcuttur. Sindirim sisteminide oldukça faydası olan soğan, hazmı kolaylaştırır. Vücuttaki zararlı mikropların vucuttan uzaklaştırılmasını sağlamaktadır.
Uzmanların doğal viagra dedikleri soğanın, cinsel gücü arttırdığını biliyor muydunuz?
Evet yanlış duymadınız. Soğan çok iyi bir cinsel güç arttırıcıdır. Kan basıncını düşererek tansiyonu düzene sokar. Stres ve iktidarsızlık kaynaklı cinsel bozuklukları da ortadan kaldırdığı bilinmektedir.
kaynak haberler.com
Subscribe to:
Posts (Atom)