Saturday, August 11, 2012
Hayat dersi" UC KUCUK KURBAGA"
Günlerden bir gün kurbağa yarışı düzenlenmiş!!! hedef yüksek bir kulenin tepesiymiş...kalabalık onları görmek ve alkışlamak için toplanmış.. yarış başlamış aslında kimse onların tepeye varacaklarına inanmıyormuş...ve şöyle konuşuyorlarmış aralarında ; boşuna !!! Nasıl olsa başaramayacaklar... kurbağalar yavaş yavaş cesaretlerini kaybetmeye başlamışlar yalnız bir tanesi bütün gücüyle tırmanmaya devam ediyormuş... ve insanlar konuşmaya devam ediyorlarmış hakikaten yazık !!! Nasıl olsa tepeye varamayacaklar !... ve kurbağalar yenilgiyi kabullenmek zorunda kalmışlar...bir tanesi hariç ! O, bütün koşullara rağmen devam ediyormuş......sonuçta, o bir tanesi hariç, hepsi yarışı terk etmişler... O ise kulenin tepesine tek başına çıkabilmiş...herkes şaşkınlık içinde bunu nasıl başardığını merak etmiş !..Bir de bakmislarki kucuk kurbagacik sagirmis!........
İran'da deprem: 87 ölü...
İran'da deprem: 87 ölü
İran'da meydana gelen 6,0 ve 6,2 büyüklüğündeki depremlerde, ilk belirlemelere göre 87 kişi hayatını kaybetti.
Devlet televizyonu IRINN ve Fars Haber Ajansı, ülkenin batısında meydana gelen iki depremde şu ana kadar 87 kişinin hayatını kaybettiğini, 400 kişinin de yaralandığını duyurdu.
Başkent Tahran başta olmak üzere çevre kentlerden ilk yardım ekiplerinin gönderildiği bölgede arama kurtarma çalışmalarına aralıksız devam edildiği belirtildi. Bölgeye ambulans helikopterlerin de gönderildiği belirtildi.
Depremin merkez üssü olarak belirlenen Verzegan, Eher ve Heris ilçelerine bağlı bazı köylerin tamamen yerle bir olduğu, bazılarının ise yüzde 80 oranında tahrip olduğu ifade edildi.
Doğu Azerbaycan'da 16.53'te 6,0 ve 11 dakika sonra da 6,2 büyüklüklerinde iki deprem kaydedildi. İlk depremin ardından şu ana kadar 2,5 ila 4,7 büyüklüklerinde 10'dan fazla artçı sarsıntının kaydedildiği açıklandı. Deprem sonrası açık alanlara çıkan vatandaşlardan şimdilik evlerine dönmemeleri konusunda uyarıldıkları bildirildi.
Batı Azerbaycan, Erdebil, Zencan ve Gilan eyaletlerinde de hissedilen depremin halk arasında paniğe neden olduğu ve vatandaşların açık alanlardaki bekleyişlerinin sürdüğü bildirildi.
Depremde ölü ve yaralı sayısının daha da artmasından endişe edildiği kaydedildi.
İran'da meydana gelen 6,0 ve 6,2 büyüklüğündeki depremlerde, ilk belirlemelere göre 87 kişi hayatını kaybetti.
Devlet televizyonu IRINN ve Fars Haber Ajansı, ülkenin batısında meydana gelen iki depremde şu ana kadar 87 kişinin hayatını kaybettiğini, 400 kişinin de yaralandığını duyurdu.
Başkent Tahran başta olmak üzere çevre kentlerden ilk yardım ekiplerinin gönderildiği bölgede arama kurtarma çalışmalarına aralıksız devam edildiği belirtildi. Bölgeye ambulans helikopterlerin de gönderildiği belirtildi.
Depremin merkez üssü olarak belirlenen Verzegan, Eher ve Heris ilçelerine bağlı bazı köylerin tamamen yerle bir olduğu, bazılarının ise yüzde 80 oranında tahrip olduğu ifade edildi.
Doğu Azerbaycan'da 16.53'te 6,0 ve 11 dakika sonra da 6,2 büyüklüklerinde iki deprem kaydedildi. İlk depremin ardından şu ana kadar 2,5 ila 4,7 büyüklüklerinde 10'dan fazla artçı sarsıntının kaydedildiği açıklandı. Deprem sonrası açık alanlara çıkan vatandaşlardan şimdilik evlerine dönmemeleri konusunda uyarıldıkları bildirildi.
Batı Azerbaycan, Erdebil, Zencan ve Gilan eyaletlerinde de hissedilen depremin halk arasında paniğe neden olduğu ve vatandaşların açık alanlardaki bekleyişlerinin sürdüğü bildirildi.
Depremde ölü ve yaralı sayısının daha da artmasından endişe edildiği kaydedildi.
Bu Hastalıklar Oruç Tutmayı Zorlaştırıyor
Bu Hastalıklar Oruç Tutmayı Zorlaştırıyor
Ramazan ayında hekimlerin önerilerine uyulmadığı takdirde oruca geçit verilmeyen hastalıklar hangileri?
Haber: Bu Hastalıklar Oruç Tutmayı Zorlaştırıyor
Sindirim sistemi ile ilgili sorunlar yaşayanların Ramazan ayında iftar ve sahurda dengeli ve az yemek yiyerek sağlıklarını korumaları gerekiyor. Bu yıl Ramazan ayının yaz ortasına denk gelmesi nedeniyle yaklaşık 15-16 saatlik bir açlık süresi var. Bu süre sağlıklı kişileri bile zorlarken, birtakım hastalıkları olan kişilerin daha da dikkatli olması gerekiyor.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Saruç, Ramazana ayında hekimlerin önerilerine uyulmazsa oruca geçit vermeyen ve hekime sorulmadan oruç tutulmaması gereken başlıca 7 hastalığı şöyle sıralıyor: Reflü, ülser, karaciğer, karın ağrısı, kabızlık, safra kesesi, pankreas.
Reflünüz varsa...
Reflü hastalığı, midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesi ve burada tahrişe ve kişide göğüs arkasında yanma gibi şikayetlere neden olması şeklinde tanımlanıyor. Uzun süren açlık sonrası, dikkatsizce yüksek kalorili ve fazla miktarda yiyecek yenilmesi reflüyü artıran en önemli nedendir. Bu nedenle reflü hastalarının şunları yapmasını öneriyoruz.
Sahurda yemek yedikten hemen sonra yatmayın. çünkü yatar pozisyonda yiyeceklerin mideden yemek borusuna geri gelmesi kolaylaşıyor. Bu da şiddetli reflü şikayetlerinin oluşmasına yol açıyor. Reflüye bağlı gelişen yemek borusu içini döşeyen dokunun iltihabı bazen çok ciddi boyutlara kadar geliyor. Şiddetli ağrıya, kanamaya ve yutma zorluğuna neden olabiliyor.
Bu açıdan özellikle daha önceden reflü tanısı konulmuş olan hastaların, Ramazan ayı öncesi gastroenterologları ile görüşmeleri, yeni öneri ve ilaç değişikliklerini öğrenmeleri gerekiyor.
Oruç tutarken iftarda yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak gerekiyor.
Ayrıca iftarda az miktarda yiyerek, iftardan 3 saat kadar sonrasına küçük bir öğün eklemek de mideyi aşırı doldurmayı önlüyor.
Reflü için, doktorunuzun kullanmanızı söylediği "proton pompa inhibitörü" türünde bir ilacın da, iftarda ve sahurda alınması, gün boyu aç kalan ve yüksek miktarda asit salgılayan midenizin asit salgısını azaltıyor.
Sigara ve alkol alınmaması, çikolata, kahve, biberli, yağlı baharatlı yiyeceklerden uzak durulmasında önemli yarar sağlıyor. Ramazan süresince kilo alınmaması, sıkı giysiler giyilmemesi ve gerektiğinde yatak başının yükseltilmesi de koruyucu önlemlerden.
Gastrit ve ülser varsa...
Midesiyle ilgili sık şikayeti olan kişilerin Ramazan ayı öncesi doktorlarıyla birlikte oruç için hazırlanmaları ve gerekli önlemleri almaları gerekiyor. Gasrit ve ülser hastaları şu önerilere uyarlarsa Ramazan ayını daha rahat geçirebilir:
Rahatsız olmamak için dengeli beslenmeye, gerekli tüm besin öğelerinden az miktarlarda yemeğe ve iftar ile sahur arasına yatmadan 2 saat kadar öncesine küçük bir ara öğün sıkıştırmaya dikkat etmek gerekiyor.
Ramazan ayı süresince ağrı kesicilerin ve aspirinin kullanımı da özen ister. Zaten mide için oldukça zararlı olan bu ilaçların doktor önerisi olmadan kullanımı, oruç sırasında tehlikeli kanama ve mide delinmelerine neden olabilir.
Ramazan'da alkolü kesin, karaciğeriniz rahatlasın
Ramazan ayı süresince uzun süre aç kalınmasına rağmen iftar ve sahurda yenilen yüksek kalorili hamur işleri ve tatlılar nedeniyle kilo kontrolü zorlaşıyor. Bu kısa süre içinde vücut ağırlığında ortaya çıkan artış karaciğerde yağlanmaya yol açıyor. Karaciğer yağlanması, ilerleyerek karaciğer iltihabına (hepatit) ve daha da ilerler ise karaciğer fonksiyon kayıplarına yol açabilen ciddi tablolara neden olabiliyor. Eskiden doktorlar tarafından pek de ciddiye alınmayan bu durum, son yıllarda pek çok nedeni bilinmeyen karaciğer yetmezliği durumunda altta yatan esas faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Yüksek karbonhidratlı beslenme insülin kan seviyemizi yükseltmekte bu da karaciğerde daha kolay yağ birikime neden olmaktadır. özellikle kronik karaciğer hastalığı (hepatit) olan kişiler oruç tutmaya başlamadan önce doktorlarına kontrol olmalı ve gerekli önerileri almalılar.
Bu nedenle iftarda ve sahurda yediklerimize çok dikkat etmeli, gereğinden fazla yemek yerine, dengeli ve ölçülü miktarlarda beslenmeye Ramazan ayında da özen gösterilmeli.
Diğer bir faktör de alkol tüketiminin Ramazan ayında azalmasıdır. Türkiye'ye özel olan bu durum, günlük hayatlarında çok miktarda alkol alanlar ve alkol bağımlıları için de geçerli olabilmekte ve bu kişiler Ramazan ayı boyunca alkol kullanmamayı başarabiliyor.
Alkole bağlı karaciğer, pankreas hastalıkları bulunan alkol bağımlısı kişilere Ramazan ayında yapılacak destek ile alkolden uzaklaşmaları sağlanabilir. Bu alkole bağlı karaciğer hastalığı gelişmiş kişiler için çok büyük bir kazanç. Karaciğer hastalığının ilerlemesi durabilir ve kişi bu dönemden sonra normal karaciğerli kişilerinkine yakın bir yaşam sürebilir.
Safra kesenizde taş varsa...
Safra kesesi taşı orta yaş ve üstünde, kilolu kişilerde, çok doğum yapmış kadınlarda sık görülüyor. Uzun süre açlık sırasında safra kesesi içinde kalan safra koyulaşmakta, akışkanlığı azalmakta ve yeni taşların oluşumu artmaktadır. Safra kesesinde taşın bulunması hazımsızlığa, çok miktarda yağ içeren besinlerin yenmesi karın ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabiliyor. İftarda yenilen çok miktardaki besinden sonra şiddetli karın ağrıları ve akut kolesistit denilen safra kesesi iltihapları ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Pankreas hastalığınız varsa
Kronik pankreatit, geçirilmiş akut pankreatit, pankreas kanseri gibi pankreas hastalığı bulunan kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarından onay almalarında yarar var. Safra kesesinde oluşan taşların safra kanalına düşmesi pankreasda iltihaba neden olarak istenmeyen durumlara yol açabiliyor. Doktor izni olmadan kronik pankreatit hastalarının oruç tutmaması, tutacaklar ise önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmaları, insülin düzeylerinin ayarlanması ve pankreas enzim takviyesi yapılması gerekiyor.
Besin zehirlenmesi riskine karşı...
Ramazan süresince daha sık ev dışında yemek yendiğinden besin zehirlenmeleri, parazit ve enfeksiyon hastalıkları da artıyor. Bu sebeple yemek yenilen yerlere ve gıda temizliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Safra kesesi, pankreas hastalıklarında da özellikle yağlı beslenme sonrası karın ağrısı ortaya çıkabiliyor. Ramazan'da da akut apandisit, barsak tıkanıklığı veya barsak delinmesi gibi acil tedavi gerektiren ve her zaman karşılaşılabilecek durumlar görülebileceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Hazımsızlığa karşı....
Kabızlık posası az ve yüksek kalorili yemek yeme nedeniyle ortaya çıkıyor. Yiyecekler dengeli olarak seçilir, yeterince çiğ sebze, meyve tüketilir, unlu gıdaların kepek içermelerine özen gösterilirse; bu davranış değişiklikleriyle düzenli barsak alışkanlıklarını sürdürmek zor değil. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin ana kurallarına uyulduğunda, gazlı ve katkı maddeli içeceklerden çok tüketmek yerine, yeterli miktarda su içilmesiyle bu sorunun da kolayca çözülmesi mümkün. Bu önlemlere rağmen kabızlık düzelmezse, doktorunuz tarafından önerilen, alışkanlık yapmayan ve vücudunuza zararlı etkileri bulunmayan bazı ilaçlardan yararlanmak mümkün.
Kusma varsa...
Bulantı ve kusmanın birçok organa bağlı hastalığın bulgusu olması mümkün. Solunum yolu enfeksiyonundan, beyin ve kulak ile ilgili hastalıklara, hormonal hastalıklardan, diğer enfeksiyon hastalıklarına kadar uzanan bir çok nedeni var. Ramazan'da uzun bir açlık dönemi sonrası iftarda bol miktarda alınan gıdalardan sonra bulantı ve kusma görülebiliyor. En sık rastlanılan nedeni gastrit, mide veya oniki parmak ülseri, besin zehirlenmeleri, safra kesesi iltihabı, pankreas iltihabı gibi durumlardır. Kusma genellikle yemekten yarım ile iki saat sonra ortaya çıkar. Ramazan'da ortaya çıkan kusmanın da önemli ve acil tedavi gerektiren nedenleri olabilir, bu nedenle kusma ortaya çıktığında doktorunuza başvurunuz.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi
Gastroenteroloji Uzmanı
Prof. Dr. Murat Saruç
(Kaynak: Womenist.net)
Ramazan'da Kayısı Suyu İçin!
Uzmanlar Ramazan'da sindirim sisteminde oluşan sıkıntıları gidermek için kayısı suyunu öneriyor...
Kayısı ve kayısı suyu içeriğinde bulunan vitamin ve mineraller sindirim sistemini düzenliyor. Ramazan ayında rutin beslenme düzeninin değişmesiyle sıklıkla karşılaşılan sindirim bozukluklarından korunmak için uzmanlar, özellikle iftarda bir bardak kayısı suyu içilmesini öneriyor. Ramazan ayıyla birlikte beslenme düzenindeki değişiklikler halk arasında kabızlık olarak bilinen sindirim sistemi rahatsızlıklarını artırıyor. Uzmanlar sindirim sisteminde oluşan sıkıntıları gidermek için özellikle iftarda bir bardak kayısı suyu içilmesini öneriyor.
Erciyes üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, özellikle Ramazan ayında mevcut yeme düzeninin değişmesi nedeniyle hazımsızlık ve kabızlık sorunlarının arttığına dikkat çekiyor. Sindirim sisteminde oluşan sıkıntıların giderilmesi için bol sıvı tüketilmesini öneren Prof. İnanç, "Oruç tutanların gün boyunca beslenememesi ve iftar zamanında da ağır gıdalar tüketmesi sindirim sistemini zorlar. Bu zorlama da önemli sıkıntılara neden olur.
Bunların en belirgini halk arasında kabızlık olarak bilinen rahatsızlıktır. Kayısı barsak hareketlerinin düzenlenmesinde etkili olan bir çeşit posa olan selüloz ve pektin içermektedir. Bu nedenle ramazanda kabızlığın giderilmesi için iftarda bir bardak kayısı suyu içilmesi yararlı olmaktadır" dedi.
Bir bardak kayısı suyunun içeriğinde yüksek A vitamini bulunuyor. Bu oran ile vücudun günlük ihtiyaç duyduğu A vitamininin yaklaşık yarısının (günlük ihtiyaç 5000IU iken 100 gram kayısıda 2700 IU bulunuyor) karşılandığını ifade eden İnanç, kayısı ve kayısı suyunun içerdiği A vitamininin yanı sıra C vitamini ile de bağışıklık sisteminin güçlendirdiğine dikkat çekiyor.
(Kaynak: Womenist.net)
Olimpiyatlarda Aslı ve Gamze Türkiye’yi zafere taşıdı
Londra Olimpiyatları’nda atletizm kadınlar 1500 metre finalinde Türk atletler Aslı Çakır Alptekin altın, Gamze Bulut ise gümüş madalya kazandı.
Olimpiyat Stadı’nda yapılan kadınlar 1500 metre finalinde Aslı Çakır Alptekin 4:10.23’lük derecesiyle birinci olurken, Gamze Bulut da 4:10.40 ile ikinci sırayı elde etti.
Yarışın başlamasıyla birlikte Gamze Bulut ve Aslı Çakır Alptekin, öndeki grupta yer aldılar. Gamze Bulut, ilk 400 metreyi lider geçerken, Aslı Çakır Alptekin de ilk 5 içinde koştu.
Son tura da Gamze lider girdi. Son 300 metrede atağa kalkan Aslı Çakır Alptekin, liderliği ele geçirdi. Son düzlüğe de lider giren Aslı Çakır Alptekin, yarışın sonuna kadar liderliğini korudu. Gamze de ikinci sırada yarışı bitirince Türkiye olimpiyat oyunlarında 1500 metreyi iki madalyayla kapadı. Yarışta üçüncülüğü Bahreynli Jamal Maryam Yusuf 4:10.74 ile elde etti.
Son Avrupa Şampiyonası’nda da Aslı Çakır Alptekin altın, Gamze Bulut da gümüş madalya kazanmıştı. İki atlet, Avrupa Şampiyonası’ndaki başarılarını olimpiyatlarda da tekrarladı.
Türkiye’nin atletizmde ilk altını
Aslı Çakır Alptekin’in aldığı altın madalya Türkiye’nin olimpiyat oyunlarında atletizm dalındaki ilk altın madalyası oldu.
Atletizmde Türkiye daha önce 1948 Londra Olimpiyatları’nda 3 adım atlamada Ruhpi Sarıalp ve 2004 Atina Olimpiyatları’nda çekiç atmada Eşref Apak ile bronz, 2008 Pekin Olimpiyatları’nda da 5 bin ve 10 bin metrede Elvan Abeylegesse ile 2 gümüş madalya kazanmıştı.
Nur Tatar ile Tekvadoda’da gümüş madalya
19 yaşındaki milli taekwandocumuz Nur Tatar Güney Koreli rakibi Seon Kyung Hwang’a 12-5 yenilerek gümüş madalyaya ulaştı. Türkiye, olimpiyatlarda günü 1 altın 2 gümüş madalya ile tamamlamış oldu.
Copyright © 2012 euronews
Olimpiyat Stadı’nda yapılan kadınlar 1500 metre finalinde Aslı Çakır Alptekin 4:10.23’lük derecesiyle birinci olurken, Gamze Bulut da 4:10.40 ile ikinci sırayı elde etti.
Yarışın başlamasıyla birlikte Gamze Bulut ve Aslı Çakır Alptekin, öndeki grupta yer aldılar. Gamze Bulut, ilk 400 metreyi lider geçerken, Aslı Çakır Alptekin de ilk 5 içinde koştu.
Son tura da Gamze lider girdi. Son 300 metrede atağa kalkan Aslı Çakır Alptekin, liderliği ele geçirdi. Son düzlüğe de lider giren Aslı Çakır Alptekin, yarışın sonuna kadar liderliğini korudu. Gamze de ikinci sırada yarışı bitirince Türkiye olimpiyat oyunlarında 1500 metreyi iki madalyayla kapadı. Yarışta üçüncülüğü Bahreynli Jamal Maryam Yusuf 4:10.74 ile elde etti.
Son Avrupa Şampiyonası’nda da Aslı Çakır Alptekin altın, Gamze Bulut da gümüş madalya kazanmıştı. İki atlet, Avrupa Şampiyonası’ndaki başarılarını olimpiyatlarda da tekrarladı.
Türkiye’nin atletizmde ilk altını
Aslı Çakır Alptekin’in aldığı altın madalya Türkiye’nin olimpiyat oyunlarında atletizm dalındaki ilk altın madalyası oldu.
Atletizmde Türkiye daha önce 1948 Londra Olimpiyatları’nda 3 adım atlamada Ruhpi Sarıalp ve 2004 Atina Olimpiyatları’nda çekiç atmada Eşref Apak ile bronz, 2008 Pekin Olimpiyatları’nda da 5 bin ve 10 bin metrede Elvan Abeylegesse ile 2 gümüş madalya kazanmıştı.
Nur Tatar ile Tekvadoda’da gümüş madalya
19 yaşındaki milli taekwandocumuz Nur Tatar Güney Koreli rakibi Seon Kyung Hwang’a 12-5 yenilerek gümüş madalyaya ulaştı. Türkiye, olimpiyatlarda günü 1 altın 2 gümüş madalya ile tamamlamış oldu.
Copyright © 2012 euronews
DIKKAT UNLULARDAN UZAK DURUN...
Çek elini unlulardan
Çölyak, halk arasında ince bağırsak alerjisi olarak biliniyor. Son yıllarda hızlı bir artış gösteren hastalığın tedavisi, gluten içeren gıdalardan uzak durarak yapılıyor.
Çölyak hastalığını son yıllarda çok sık duymaya başladık. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda doğal olarak bulunan, gıda sanayinde kıvam verici olarak kullanılan “gluten” maddesi bazı kişilerde çölyak hastalığına neden oluyor. İlacı yok; tek tedavi yöntemi ömür boyu glutensiz bir diyet uygulamak. Hastalık, küçük çocuklarda kilo almama, boy uzamasında yavaşlama gibi belirtiler gösterirken, yetişkinlerde de yaşam kalitesini düşürüyor. Tıbbi çalışmalar, çölyak hastalığının her 100 kişiden birinde göründüğünü ortaya koyuyor. 70 milyonluk Türkiye’de, hastalığından habersiz 700 bin civarında çölyaklı olduğu tahmin ediliyor. Hastalığa erken tanı koyarak ve glutensiz diyetlerle beslenerek normal bir yaşam sürmek mümkün. Aksi takdirde çölyak hastalığı, lenfoma, mide-bağırsak ve meme kanserleri başta olmak üzere böbrek ve kalp hastalıklarına neden olabiliyor.
Bangaladeste camiye yildirim dustu 10 olu var..
11 Ağustos 2012 - 09:48
Camiye yıldırım düştü: 10 ölü
Bangladeş’in kuzeydoğusundaki bir camiye yıldırım düşmesi sonucu 10 kişinin öldüğü bildirildi.
Polis Şefi Bayes Ahmed, başkent Dakka’nın 192 kilometre kuzeydoğusundaki Sylhet bölgesinde teravih namazı için çok sayıda kişinin toplandığı camiye yıldırım düştüğünü söyledi.
Ahmed, yıldırım düşmesi sonucu 20 kişinin de yaralandığını, yaralılardan bazılarının durumunun ağır olduğunu belirtti.
Facebook'tan yeni uygulama Facebook'un yeni geliştirdiği uygulama sayesinde yüklenen fotoğrafları karpostal olarak göndermek mümkün olacak
Facebook bugünlerde yeni bir uygulamasını test ediyor.
Geliştirdiği yeni uyguluma sayesinde kullanıcılar, profillerine yükledikleri fotoğrafları arkadaşlarına kartpostal olarak gönderebilecek. Gerçek bir kartpostal gibi önünde fotoğraf arkasında da özel mesajlar için alan olacak.
Eğer alıcının ev adresi bilinmiyorsa öğrenmek için ayrı bir seçenek olacak. Facebook uygulamanın geliştirilmesi için daha önce Instagram fotoğraflarını kartpostal olarak gönderen uygulamayı başlatan Sincerely adlı şirketle çalışıyor. Şu an sadece limitli sayıda üyeye açık olan uygulama, Facebook temsilcisinin açıklamasına göre uygulamanın ücreti kesinleştiğinde herkese açık olacak.
Instagram’lı uygulamada 3 TL’ye kartpostal göndermek mümkünken, Facebook’ta ne kadar olacağı henüz net değil.
Subscribe to:
Posts (Atom)