KOMŞUNUN TAVUĞU AMERİKA by Nazan Saatci
by Nazan Saatci ve Dostlari on Saturday, February 25, 2012 at 3:15pm ·
KOMŞUNUN TAVUĞU AMERİKA by Nazan Saatci
KOMŞUNUN TAVUĞU AMERİKA
Nazan SAATÇİ
Geçen sene bu gündü, “Türk Haberler” de, “TAKDIR-I ILAHI VE AYKIRI BIR GENÇ KADIN…DEFNE JOY FOSTER.” Isimli makaleyi yazarak bu güzel aileye katılmıştım. Tam bir sene olmuş, dile kolay. Sevgili Cemal Bilge bana yazarmısın dediğinde ne kadar mutlu olduğumu hatırlıyorum. O günden bugüne “Türk Haberler” epey bir yol katetti.
Kendini yeniledi, TV kanal bağlantıları kurdu. Iyi ve kötü günleri sizlerle paylaştı ve bütün zorluklara rağmen hala dimdik ayakta, kendisine inanan ekibiyle yoluna devam ediyor. Ben, bana bu imkanı verdiği için Cemal Bilge bey’e ve ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Biraz değişiklik yapıp sizlere içinde yaşadığım ülke ile ilgili dört bölümlük bir yazı dizisi hazırladım. Ismi “Komşunun Tavuğu Amerika”. Bakalım Amerika’yı başka bir tarafından, gerçeğinden sizlere yansıtabilecekmiyim.
KOMSUNUN TAVUGU AMERIKA.…1.Bolum
Rüyalar ülkesi Amerika…
Epey oluyor, arkadaş listemden sevgili Hasan Sekin Facebook’taki duvarıma bir soru bırakmıştı. Harika bir yerde yaşıyorsunuz, şu rüyalar ülkesi Amerika’yı bir anlatın Nazan hanım diye.Ah dedim o anda Hasan bey, içi beni, dışı seni yakar, bir bilseniz…komşunun tavuğu misali Amerika. Işte bu yazı dizisi böyle çıktı.Yazalım bakalım…kim tutar ki bizi.
Nerde o rüya,bu ne bitmez bir rüyaymış öyle? biri bizi cimciklesede uyansak artık. Çoktandır burada yasayan insanlar olarak, çok derin uyuduğumuz bir gercek. Olmuş 15 sene, dile kolay. Sürgünde olsak neyse, doğru dürüst bir kere bile gitmemişim ülkeme...neden acaba?Cevap : Hala uyuyorumda ondan, uyanamıyorum bir türlü şu Amerika rüyasından.
Uyandırsın birisi beni. Artık Uyuyan güzel masalındaki gibi bir prens mi gelir öper uyandırır, yoksa yüzüme soğuk bir su mu fırlatırsınız bilmem ama biri bizi uyandırsın lütfen.
Ülke olarak sürekli batıp çıkıyoruz. Işsizlik rakamları dibe vuruyor, yatırmlarımız yerlerden sürünüyor. Yok canım Türkiye’den bahsetmiyorum, burası Amerika. Biraz düzelir gibi oluyoruz ve hemen bir savaş yaşıyoruz.. Neyseki biz bu arada bayrak satıyoruz. Bir kadın giriyor depomuzdan içeri, dokunsaniz ağlayacak.”Oğlum” diyor “Irakta savaşıyor…ah yine uzadı gelemiyor. Komşumuzun çocuğunu kaybettikte Amerikan bayrağı lazımdı tören için.” Sonra salya sümuk başlıyor ağlamaya.
”Elimizde büyümüştü” gibilerinden seyler söylüyor. Diyemiyorsun ki “E kadın, ne işi var sizin çocukların elin Irağinda?” Diyemiyorsun tabi. Çok üzüldüm diyorsun, teselli ediyorsun. Genelde George Bush dedikodusu yaparız gelen gidenle, burası Kalifornia, sevmezler bu bölgede Bush’u. Bu bayanla Bush dedikodusu yapamazsın, Bush’a tükaka diyemezsiniz ki oğlu askerde.
Hatırlarsanız eğer, Amerika’nın ilk Irak’a müdahelesi 1990 yılında, Irak’ın Saddam Huseyin liderliğinde Kuveyt'i işgali yüzünden olmuştu ve Çöl Fırtınası Operasyonu da dedilen bu Körfez Savaşından Amerika başarıyla çıkmıştı. Böylece Amerika, Hollywood filimlerinde hiç vazgeçmediği kahraman imajını giymiş ve çok da alkış almıştı. I993 de William Bill Jefferson Clinton başa geçti ve sekiz sene süren baskanlık döneminde Amerika altın çağını yaşadı.
O günleri çok iyi hatırlıyorum. Amerika’da herşey günlük güneşlikti. Hele güneşli Kaloiforniya’da Internet patlaması olmuş, hisse senetleri tavan yapmış, dünya ekonomik değişime uğramıştı. Biz Amerika'nın kalbinde oturuyoruz yani bilgisayar teknolojisinin çıktığı yerde. Burasi Silikon Vadisi. Önümüzde Google, arkamızda Microsoft, eve yakın Apple, biraz gidiyorsun Ebay. Bu arada Facebook da arka sokakda. Evlerimize milyonlar teklif ediyorlar, vermiyoruz, kuluçkaya yatıyoruz. Insanlar satın alacak ev bulamıyorlar. Evler açık arttırma gibi en çok verilen teklife satılıyor. Mesela evimizi satıyoruz, Hot mail alıyor. Kısacası hepimiz milyoneriz.
Çalıştıracak adam bulamıyoruz, çalışmak isteyenlerde büyük paralar istiyor.Iş yerlerinin normal ücret ödeyerek iyi eleman bulması mümkün değil. Tarihin en düşük işsizlik oranları, enflasyonun en düşük olduğu dönem, halkın en fazla ev sahibi olduğu ve suç oranının en aza düştüğü zamanlar. Herşey rüya gibi yani.
BIR GECEDE MILYONER OLUYORUZ.
O dönemin en meşhur adamı aslında Clinton falan değil, yaşlı, gözlüklü bir adam. Ismi Alan Greenspan. Alan Greenspan Amerika Merkez Bankası’nın başkanı. Federal Reserve Kurulu Baskanlığı görevini 1987 ile 2006 yılları arasında, dört Amerika başkanının
döneminde sürdürmüş. Kim bu başkanlar derseniz hemen sayıp hatırlayalım. Aktör olarakta filimlerde izlediğimiz Hollywood yıldızı olan Ronald Reagan; Baba Bush da dediğimiz George H.W.Bush , Erkan bebeğin burnunu sıkmasıyla halkımızın yakından tanıdığı sempatik başkan Bill Clinton ve mizah yazar ve çizerlerine devamlı konu olmuş karakter yapısıyla, sekiz sene nasıl başta kaldığını hala anlamakta zorlandığımız oğul Bush yani George W. Bush.
O günlerde herşey Alan Greenspan’in iki dudağı arasında. Faizleri arttıranda indirende o. Borsanın iniş çıkışlarıda çoğunlukla bu banka hareketlerine bağli. Ve ben
o dönemlerde kendimi borsa konusunda ekspert ilan etmişim. Saat 6 da daha karga şeyini yapmadan uyanıyorum. Dünya borsaları açılıyor çünkü, açılışı kaçırmayım, satacağim alacağım daha para yapacağım. Önümde grafikler dikkatle inceliyorum. Işte kırılma noktası…sat Nazan çabuk sat….al..al..al…bu hisse senedi yeni, kaçırma bunlar açılışta tavan yapan teknoloji hisseleri..…Macafe …Aol …yanlış gitmezsiniz nasılsa. Biz öyle sanıyoruz. Senetler $ 50, $100 hatta 500 dolardan açılıyorlar. Tabi ki sonuç hüsran….Las Vegas kumaranelerinden bir farkımız yok…Ha Borsa…ha Las Vegas…Önce kazanıyoruz, sonra kaybediyoruz.
Devamı gelecek….
Nazan Saatçi
Şubat / 2012 / U.S.
KOMŞUNUN TAVUĞU AMERİKA
Nazan SAATÇİ
Geçen sene bu gündü, “Türk Haberler” de, “TAKDIR-I ILAHI VE AYKIRI BIR GENÇ KADIN…DEFNE JOY FOSTER.” Isimli makaleyi yazarak bu güzel aileye katılmıştım. Tam bir sene olmuş, dile kolay. Sevgili Cemal Bilge bana yazarmısın dediğinde ne kadar mutlu olduğumu hatırlıyorum. O günden bugüne “Türk Haberler” epey bir yol katetti.
Kendini yeniledi, TV kanal bağlantıları kurdu. Iyi ve kötü günleri sizlerle paylaştı ve bütün zorluklara rağmen hala dimdik ayakta, kendisine inanan ekibiyle yoluna devam ediyor. Ben, bana bu imkanı verdiği için Cemal Bilge bey’e ve ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Biraz değişiklik yapıp sizlere içinde yaşadığım ülke ile ilgili dört bölümlük bir yazı dizisi hazırladım. Ismi “Komşunun Tavuğu Amerika”. Bakalım Amerika’yı başka bir tarafından, gerçeğinden sizlere yansıtabilecekmiyim.
KOMSUNUN TAVUGU AMERIKA.…1.Bolum
Rüyalar ülkesi Amerika…
Epey oluyor, arkadaş listemden sevgili Hasan Sekin Facebook’taki duvarıma bir soru bırakmıştı. Harika bir yerde yaşıyorsunuz, şu rüyalar ülkesi Amerika’yı bir anlatın Nazan hanım diye.Ah dedim o anda Hasan bey, içi beni, dışı seni yakar, bir bilseniz…komşunun tavuğu misali Amerika. Işte bu yazı dizisi böyle çıktı.Yazalım bakalım…kim tutar ki bizi.
Nerde o rüya,bu ne bitmez bir rüyaymış öyle? biri bizi cimciklesede uyansak artık. Çoktandır burada yasayan insanlar olarak, çok derin uyuduğumuz bir gercek. Olmuş 15 sene, dile kolay. Sürgünde olsak neyse, doğru dürüst bir kere bile gitmemişim ülkeme...neden acaba?Cevap : Hala uyuyorumda ondan, uyanamıyorum bir türlü şu Amerika rüyasından.
Uyandırsın birisi beni. Artık Uyuyan güzel masalındaki gibi bir prens mi gelir öper uyandırır, yoksa yüzüme soğuk bir su mu fırlatırsınız bilmem ama biri bizi uyandırsın lütfen.
Ülke olarak sürekli batıp çıkıyoruz. Işsizlik rakamları dibe vuruyor, yatırmlarımız yerlerden sürünüyor. Yok canım Türkiye’den bahsetmiyorum, burası Amerika. Biraz düzelir gibi oluyoruz ve hemen bir savaş yaşıyoruz.. Neyseki biz bu arada bayrak satıyoruz. Bir kadın giriyor depomuzdan içeri, dokunsaniz ağlayacak.”Oğlum” diyor “Irakta savaşıyor…ah yine uzadı gelemiyor. Komşumuzun çocuğunu kaybettikte Amerikan bayrağı lazımdı tören için.” Sonra salya sümuk başlıyor ağlamaya.
”Elimizde büyümüştü” gibilerinden seyler söylüyor. Diyemiyorsun ki “E kadın, ne işi var sizin çocukların elin Irağinda?” Diyemiyorsun tabi. Çok üzüldüm diyorsun, teselli ediyorsun. Genelde George Bush dedikodusu yaparız gelen gidenle, burası Kalifornia, sevmezler bu bölgede Bush’u. Bu bayanla Bush dedikodusu yapamazsın, Bush’a tükaka diyemezsiniz ki oğlu askerde.
Hatırlarsanız eğer, Amerika’nın ilk Irak’a müdahelesi 1990 yılında, Irak’ın Saddam Huseyin liderliğinde Kuveyt'i işgali yüzünden olmuştu ve Çöl Fırtınası Operasyonu da dedilen bu Körfez Savaşından Amerika başarıyla çıkmıştı. Böylece Amerika, Hollywood filimlerinde hiç vazgeçmediği kahraman imajını giymiş ve çok da alkış almıştı. I993 de William Bill Jefferson Clinton başa geçti ve sekiz sene süren baskanlık döneminde Amerika altın çağını yaşadı.
O günleri çok iyi hatırlıyorum. Amerika’da herşey günlük güneşlikti. Hele güneşli Kaloiforniya’da Internet patlaması olmuş, hisse senetleri tavan yapmış, dünya ekonomik değişime uğramıştı. Biz Amerika'nın kalbinde oturuyoruz yani bilgisayar teknolojisinin çıktığı yerde. Burasi Silikon Vadisi. Önümüzde Google, arkamızda Microsoft, eve yakın Apple, biraz gidiyorsun Ebay. Bu arada Facebook da arka sokakda. Evlerimize milyonlar teklif ediyorlar, vermiyoruz, kuluçkaya yatıyoruz. Insanlar satın alacak ev bulamıyorlar. Evler açık arttırma gibi en çok verilen teklife satılıyor. Mesela evimizi satıyoruz, Hot mail alıyor. Kısacası hepimiz milyoneriz.
Çalıştıracak adam bulamıyoruz, çalışmak isteyenlerde büyük paralar istiyor.Iş yerlerinin normal ücret ödeyerek iyi eleman bulması mümkün değil. Tarihin en düşük işsizlik oranları, enflasyonun en düşük olduğu dönem, halkın en fazla ev sahibi olduğu ve suç oranının en aza düştüğü zamanlar. Herşey rüya gibi yani.
BIR GECEDE MILYONER OLUYORUZ.
O dönemin en meşhur adamı aslında Clinton falan değil, yaşlı, gözlüklü bir adam. Ismi Alan Greenspan. Alan Greenspan Amerika Merkez Bankası’nın başkanı. Federal Reserve Kurulu Baskanlığı görevini 1987 ile 2006 yılları arasında, dört Amerika başkanının
döneminde sürdürmüş. Kim bu başkanlar derseniz hemen sayıp hatırlayalım. Aktör olarakta filimlerde izlediğimiz Hollywood yıldızı olan Ronald Reagan; Baba Bush da dediğimiz George H.W.Bush , Erkan bebeğin burnunu sıkmasıyla halkımızın yakından tanıdığı sempatik başkan Bill Clinton ve mizah yazar ve çizerlerine devamlı konu olmuş karakter yapısıyla, sekiz sene nasıl başta kaldığını hala anlamakta zorlandığımız oğul Bush yani George W. Bush.
O günlerde herşey Alan Greenspan’in iki dudağı arasında. Faizleri arttıranda indirende o. Borsanın iniş çıkışlarıda çoğunlukla bu banka hareketlerine bağli. Ve ben
o dönemlerde kendimi borsa konusunda ekspert ilan etmişim. Saat 6 da daha karga şeyini yapmadan uyanıyorum. Dünya borsaları açılıyor çünkü, açılışı kaçırmayım, satacağim alacağım daha para yapacağım. Önümde grafikler dikkatle inceliyorum. Işte kırılma noktası…sat Nazan çabuk sat….al..al..al…bu hisse senedi yeni, kaçırma bunlar açılışta tavan yapan teknoloji hisseleri..…Macafe …Aol …yanlış gitmezsiniz nasılsa. Biz öyle sanıyoruz. Senetler $ 50, $100 hatta 500 dolardan açılıyorlar. Tabi ki sonuç hüsran….Las Vegas kumaranelerinden bir farkımız yok…Ha Borsa…ha Las Vegas…Önce kazanıyoruz, sonra kaybediyoruz.
Devamı gelecek….
Nazan Saatçi
Şubat / 2012 / U.S.
No comments:
Post a Comment