Propolis Nedir?
Propolis,
bitkilerin filiz ve tomurcuklarında ve ağaçlarda oluşur. Sıcakta
yumuşar, soğukta katılaşır, erime noktası balmumunun altındadır. Sarı,
gri, kahverengi ve kırmızı renkte olabilir. Sıcak havalarda eriyerek
yapışkan bir hal alır. Arılar propolisi gerektiğinde toplar ve çok
çeşitli sebeplerde kullanmak için kovana taşırlar. Propolisi taşımak
için polen sepetlerini kullanırlar. Yapışkan bir madde olması nedeniyle
toplanması ve boşaltılması oldukça zordur. Propolis toplayan arı yükünü
evci arıya yaklaşık 30 dakikada aktarabilir. Arı propolisi depo etmez,
ihtiyaç duyuldukça toplanır.
Bilimsel araştırmalar ve teknoloji
arıların dünyasında birçok farklı yerde kullanılan bu maddenin insanlar
için de çok önemli olduğunu ortaya çıkarmış ve dünya çapında propolisin
adının “Doğadaki En Güçlü Antibiyotik” olarak yaygınlaşmasını
sağlamıştır. Şimdi bu araştırmalardan ortaya çıkan sonuçlara bir göz
atalım.
İşçi
arıların bir işi olan kovan temizliği çok önemlidir çünkü temizlik
kovan sağlığı açısından çok önemlidir. Bu yaştaki arılar, hücrelerden
yeni çıkan arıların geride bıraktıkları parçaları, işi biten petek
kapakçıklarını, kovan içinde ölmüş olan arıların cesetlerini ve buna
benzer pek çok yabancı maddeyi kovanın çıkışına sürükler ve metrelerce
uçarak kovandan uzağa atarlar.
Ancak eğer kovan içinde bulunan şey
taşıyamayacakları kadar büyükse bunu "propolis" adı verilen bir madde
ile kaplarlar. Arılar propolisi bazı ağaçların yapışkan tomurcuklarından
alt çeneleri yardımıyla kemirdikleri reçineye ağız salgılarını
ekleyerek üretir. Daha sonra arka ayaklarındaki özel keselere
yerleştirerek kovana taşırlar. Arı reçinası da denen propolisin özelliği
içinde bakteri barınamamasıdır.
Arılar propolisin antibakteriyel
özelliğinden çok isabetli bir şekilde yararlanırlar. Kovan içinde
öldürdükleri ve dışarı taşıyamayacakları kadar büyük olan böcekleri
propolisle kaplayarak bir nevi mumyalama işlemi yaparlar.
Son cümle dikkatle üzerinde
düşünülerek okunduğunda şaşırtıcı ayrıntılar taşıdığı görülecektir. Bu
ayrıntıların tam anlaşılması için arıların propolosi kullanma şeklini ve
yaptıkları işlemleri sırasıyla düşünelim.
Öncelikle
arılar bir canlı öldüğünde bedeninde bozulmaların olacağını ve ortaya
çıkan maddelerin kovandaki canlılara zarar verebileceğini
bilmektedirler. Ayrıca bu bozulmayı engellemek için ölen canlının özel
bir kimyasal işleme tabi tutulması gerektiğinin de farkındadırlar.
Mumyalama işlemi için de bakteri barındırmama özelliğine sahip bir madde
olan propolisi kullanmaktadırlar.
Propolisin Çok Yönlü Kullanımı
Arı
reçinesinin (propolisin) diğer bir kullanım yeri ise kovan inşaatıdır.
Arılar kovandaki çatlak ve delikleri bu maddeyle sıvarlar. Ayrıca
sıcaklığın çok yüksek olduğu bazı volkanik arazilerde (İtalya'nın
güneyindeki Salerno arazileri gibi) peteklerin erimemesi için, petek
hammaddesi olan balmumuna reçine ekleyerek balmumunun dayanıklılığını
artırdıkları da gözlenmiştir.
Kovan içinde değişik alanlarda
kullanılan propolisin toplanması ve taşınması gibi konularda arılar
arasında tam anlamıyla bir işbölümü vardır. Propolis taşıyan arının
kovana dönüşü polen taşıyan bir arınınkinden farklıdır. Polen taşıyıcısı
yükünü koymak için boş bir hücre arar. Propolis taşıyıcısı ise hemen bu
maddeye ihtiyaç duyulan inşaat alanına gider ve topladığı maddeyi diğer
arılara gösterir. İşçiler propolise ihtiyaç duyduklarında, taşıyıcının
yanına giderler ve gereken miktarda maddeyi torbanın içinden alırlar.
Hemen balmumu ile karıştırarak yapışkan bir tutkal haline getirirler ve
inşaat işlemlerinde kullanırlar. Burada dikkat çekici olan nokta
propolis taşıyıcısı arının inşaat işine karışmaması ve bu işle uğraşan
arkadaşlarının yükünü almalarını beklemesidir.Arı kolonilerindeki her
üyenin belli bir işi vardır. Herkes kendi göreviyle ilgilenir, sadece
bir iş aksadığında diğer arılar aksayan işlere destek olur. Bu nedenle
arı reçineyi hem toplayıp hem yamamakla veya mumyalamakla, hem de
mumyaladığını dışarı taşımakla uğraşmaz. Kovandaki işçi arıların tümü bu
işlerin her birini yapabilecek yeteneklere sahip olsalar da, sadece
kendi işlerini en iyi şekilde yapıp, diğer işleri o konuda
görevlendirilmiş arkadaşlarına bırakırlar.
Bilimsel araştırmalar ve teknoloji
arıların dünyasında birçok farklı yerde kullanılan bu maddenin insanlar
için de çok önemli olduğunu ortaya çıkarmış ve dünya çapında propolisin
adının “Doğadaki En Güçlü Antibiyotik” olarak yaygınlaşmasını
sağlamıştır.
Propolisin Faydaları
Propolisin güçlü antimikrobiyal aktivitesinden dolayı, propolis doğal
antibiyotik olarak bilinir. Yapılan birçok sayıda araştırma da propolisn
yüksek antimikrobiyal olduğunu göstermiştir. Propolisin MRSA da dahil
olmak üzere 21 tür bakteri üzerinde, 9 tür mantar üzerinde, Giardia’nın
da dahil olduğu 3 protozoa türü üzerinde ve Herpes ve Influenza’nın da
dahil olduğu geniş yelpazeli virüsler üzerinde inhibitör etkisi
bulunmuştur.
Bunların dışında ayrıca propolisin geniş ölçüde tedavi edici özellikleri
vardır. Bu özellikler arasında antikanser etki, antioksidan etkis, yara
kapama ve doku tamir etkileri, sindirim sistemi etkileri, deri
enfeksiyonları etkisi, anti,-inflamatory etki, anastezik etki,
bağışıklık sistemi etkileri, kalp-damar sistemi etkileri ve diş sağlığı
etkisidir.
Propolis içerisindeki flavanoid seviyesinin yüksek olmasından dolayı, bu
ürün insanlarda oksijen radikallerine karşı yakalayıcı olarak görev
görür. Ayrıca ilginç olarak vitamin C’nin okside olarak zarar görmesini
engeller.
Klinik çalışmalar propolisn bronşit ve benzeri rahatsızlıkların,
influenza ve herpes, deri mantarları, diş ve diş eti rahatsızlıklarında,
ülser, yanık ve abselerde, kulak enfeksiyonlarında, giardi ve kolitde,
vajinal ve servikal rahatsızlıklarda etkili olduğunu göstermiştir.
Propolis ve propolisli ürünlerin kontaminasyon ve kısa raf ömürlülüğü
gibi problemleri olmamaktadır. Bu durum propolisin antioksidan ve
antimikrobiyal özelliklerinden dolayıdır. Ayrıca ham propolis kurşun
kontaminasyonu için rutin olarak test edilmelidir.
İnsanlar Üzerindeki Klinik Etkiler
Klinik deneylerde, propolisin tedavi edici etkisinin genellikle
mikrobiyal kontaminasyonlardan kaynaklanan hastalıklarda verimli olduğu
belirlenmiştir.
Solunum Enfeksiyonları
Bronşit şikayeti olan 260 çelik işçisine 24 gün boyunca, bağışıklık
sisteminin lokal ve sistematik düzenlenmesi gibi çeşitli metotlar ve
propolis etanol ekstraktının fizyolojik tuz çözeltisi lokal olarak
uygulanmıştır. En iyi sonuçlar, propolis tabletleriyle birlikte alınan
etanol ekstraktı ile elde edilmiştir.
Propolis ayrıca, faranjit, kronik bronşit, rhinopharyngolaryngitis,
pharyngolaryngitis, nezle ve burun iltihabı gibi diğer
otorhinolaryngologic rahatsızlıklarda da pozitif etki göstermiştir.
Viral Enfeksiyonlar
Klinik deneyler, insanlarda grip rahatsızlığına karşı koruyucu etki
gösterdiğini ortaya koymuştur. Soğuk algınlığında, propolis kullanan
hastalar 3 günde tamamen iyileşirken, propolis kullanmayan hastalarda bu
sürenin 5 güne çıktığı görülmüştür.
Deri hastalıkları geçiren hastalardaki klinik deneylerde, propolis
kreminin uçuk tip 1 ve uçuk Zona Zoster virüslerine karşı belirgin
tedavi edici özellikte olduğu gözlenmiştir. Propolis kremi yara ve
acının süresini azaltmış, ayrıca, yara nöbetleri arasındaki süreyi de
azaltmıştır.
Deri Enfeksiyonları
Propolisin eter veya alkol ekstraktının (% 1–10) klinik uygulamalarında
10 yüzeysel mantara ve 9 derinde yetişen mantara karşı etkili sonuçlar
elde edilmiştir. 160 sedef hastasına 3 ay boyunca, günde 3 kez 0,3 g
propolis verilmiş ve üçte birinin iyileştiği ya da tamamen kaybolduğu
bulunmuştur.
110 mantar hastasına % 50’lik propolis merhem olarak uygulanmış ve
hastaların 97’sinde mükemmel sonuçlar ortaya çıktığı gözlenmiştir.
Diş Uygulamaları
Propolisin plak oluşumu ve dişeti iltihabı üzerindeki etkilerini
incelemek üzere 60 öğrenci gruplara ayrılmıştır. Sonuçlar, propolisin
oral hijyeni sağlamada yardımsı uygulama olarak faydalı olduğunu
göstermiştir.
Klinik çalışmalar, propolis ağız yıkama çözeltisinin (1:5 su ile
seyreltilmiş) diş eti kanaması ve periodontal rahatsızlıklarda önemli
gelişme sağladığını göstermiştir. Hastalar, plak oluşumu ve dişeti
ağrısı açısından değerlendirilmiştir.
Bir klinik çalışmada, propolis ve çinko oksitle hazırlanan dolgu, 150
hastanın diş oyuklarına indirekt olarak, 50 hastaya ise direkt olarak
kaplanmıştır. Sonuçlar, propolisle hazırlanan dolgunun çinko eugenat ile
aynı etkiyi gösterdiği ve kalsiyum hidroksit bazlı dolgulardan daha iyi
iyileştirici etki gösterdiği ortaya konmuştur.
Propolisin, diş eti kanaması ve oral mukoza üzerindeki etkilerini
incelemek üzere yapılan klinik çalışmada ise, yara izi kalması açısından
daha olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Bir diğer çalışmada ise diş eti
iltihaplanmasında da benzer sonuçlar elde edilmiştir. Propolisin kemik
yenilenmesi ve anestezik etkilerinden dolayı kanal tedavisinde
kullanılması tavsiye edilmiştir.
Yara Tedavisi ve Doku Yenilenmesi
23–98 yaş arası tipik açık yarası bulunan 64 hastaya propolis içeren
merhemler uygulandı. Yaralı bölgeye hergün propolis içeren merhem
uygulandı, ayrıca yara çevresine antibiyotik merhemler sürüldü. Bu
uygulama 4–12 hafta sonunda sonlandırıldı. Tedavi sonucunda 19 hastada
hiçbir klinik gelişme gözlenmedi, diğer hastalarda ise önemli gelişmeler
gözlendi.
Propolis, yaraları enfekte olmuş hastalara uygulandığında, iyileşme
sürelerinin arttığı ve aynı zamanda enfeksiyonun azaldığı gözlenmiştir.
was used in a trial of hospital patients with infected wounds. Yara
bölgesindeki bakterilerin yarısının 4 günde ortadan kaldırılmıştır.
Propolisin yaralar ve yanıklar üzerindeki etkileriyle ilgili çalışmalar
sonucunda, kontrol denekleriyle karşılaştırıldığında, iyileşme hızının %
80 attığı gözlenmiştir.
Yanık, temiz yara ve enfekte olmuş yarası olan 229 hastaya % 2 ve % 8
propolis içeren krem uygulanmıştır. Hastaların % 18 inde yüksek
konsantrasyon 9. günde etki gösterirken, düşük konsantrasyonda propolis
içeren krem % 1.8 inde 16. günde etki göstermiştir. Yara ve yanıklara
uygulanan düşük konsantrasyonlu krem ortalama 11 günde, iltihaplı
yaralara 11 günde, enfekte olmuş yaraların % 67 sine ise ortalama 38
günde iyileştirici etki göstermiştir.
Kulak Enfeksiyonları
İç kulak iltihabı, dış kulak iltihabı ve benzer kulak rahatsızlığı olan
126 hasta üzerinde % 5- 10 propolis çözeltileri denenmiştir. Bütün
rahatsızlıklar için propolisin iyileştirici etkisi olduğu belirtilmiştir
(Matel ve ark. 1973). Propolis ayrıca kulaktaki akut rahatsızlıklara
karşı da pzitif etki göstermiştir.
Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları
Bağırsak paraziti şikayeti olan 138 hastaya % 10-20’lik propolis
ekstraktı uygulanmıştır. Çocuklarda düşük dozun tedavi edici etkisi
olduğu gözlenmiştir. Yetişkinlerde ise % 20 lik propolis ekstraktının,
tinidazol ve anti protozoa ilaçlarıyla aynı dozda etki gösterdiği
bulunmuştur. Propolis, Danimarka’da ülser ve Crohn hastaları üzerinde
denenmiştir. Propolis ekstraktının ülser üzerinde etkili olduğu fakat
Crohn hastalığına etkisi olmadığı bulunmuştur.
Bağışıklık Sistemi Bozuklukları
Bağışıklık sistemi bozukluğu olan iki hastaya propolis, esberitox N ve
kalsiyum- Magnezyum kombinasyonu uygulanmış ve bağışıklık sisteminde ve
klinik durumlarında olumlu gelişmeler elde edilmiştir.
İltihaplanmalar
Aseptik necrosis hastası olan 22 hastaya düzenli olarak propolis enjekte
edilmiş, 32 hastaya ise aynı şartlarda normal tedavi uygulanmıştır.
Propolis tedavisi uygulanan hastalarda diğerlerine göre belirgin
gelişmeler gözlenmiştir. Vajina ve uterus iltihaplanması şikayeti olan
90 hastaya % 3’lük propolis etanol ekstraktı uygulanmış ve % 50’den
fazlasında olumlu gelişmeler sağlanmıştır.
Hastalıklara Karşı Etkiler
Doğal penisilin olarak adlandırılan propolisin antibakteriyel,
antiviral, antiseptik, antifungal antibiytik özellikleri bulunmaktadır.
Bu koruyucu ve tedavi edici özellikleri tüm dünyada yapılan çalışmalarla
açıklanmıştır.
Tüberküloz
Eski Sovyetler Birliği’nden V.H. Karinova ve E.l. Rodionova farklı
türlerde ve aşamalardaki 135 tüberküloz hastasıyla çalışmışlardır.
Hastaların yaş aralığı 6 ile 50 arasındaydı. Hastalara, alınan tepkiye
göre, günde 3 kez 4 ile 10 ay arasında propolis uygulanmıştır. Çalışma
sonucunda 12 hasta haricinde bütün hastaların iyileştiği gözlenmiştir.
Bu 12 hastanın ise böbrek tüberkülozu olduğu tespit edilmiştir.
Ülser
Romanya’da Dr. A. Vasilca ve Dr. Eugenia Milcu propolisin ülser
üzerindeki tedavi edici özellikleri üzerinde çalışmışlardır. 34 kronik
ülser hastasına 4 hafta boyunca propolis ekstraktı verilmiştir. 28 hasta
tamamen iyileşirken 6 hastada önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bazı
hastalara doku biyopsisi uygulanmış ve propolisin yenileyici etkisi
gözlenmiştir.
Mitoz
N. Popovic ve N. Oita adındaki Romanyalı medikal araştırmacılar,
propolisin hücre bölünmesi üzerindeki etkileri ile ilgili bir bildiri
yayınlamışlardır. Araştırmacılar, dokunun hiçbir zaman tamamen kanserli
hale gelmediğini, her zaman sağlıklı hücrelerin bulunduğunu ve normal
hücrelerin aktivitelerinin kanserli hücreler tarafından etkilendiğini
belirtmişlerdir. Propolisin, kanserli hücreleri durdurarak, normal
hücrelerin aktivitesini arttırdığını ve dokunun normal hale gelmesini
sağladığını ortaya koymuşlardır.
Kolit
Bulgaristan’dan Dr. S. Nikolov ve arkadaşları, propolisin akut ve kronik
kolit üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Çalışmaya, yaşları 20 ile 65
arasında değişen 45 hasta katılmıştır. Hastalara günde üç defa
yemeklerden önce propolis ekstraktı verilmiştir. Sonuçta toplam 43
hastada olumlu sonuç elde edilmiştir. Bunlardan 26’sında çok iyi,
12’sinde iyi kalanları ise memnuniyet verici şekilde iyileşme
gözlenmiştir. Sadece iki hastada herhangi bir gelişme gözlenmemiştir.
Çoğu hastada yedinci günde iyileşme başlamış ve ondokuzuncu ya da
yirminci günde tamamen iyileşme görülmüştür.
Bağışıklık Sistemi
Propolisin en çok araştırılan ve yaygın olarak kabul edilen özelliği
bağışıklığı arttırıcı özelliğidir. Propolis, doğal, salgı bezlerini
aktive eden geniş spektrumlu antibiyotiktir. Propolis sadece
enfeksiyonları engelemenin yanında, onları vücuttan temizler.
Çok sayıda deneyle ortaya konduğu gibi, propolis, bakterileri,
virüsleri, mantarları ve hatta penisiline dayanıklı staphlococcus’u
ortadan kaldırır.
Propolis virüslere karşı çok güçlüdür. Bu etki propoliste bulunan
bioflavanoidlerin koruyucu etkisi sayesinde gerçekleşmektedir. Virüsler,
proteinlerin dış kısmına yerleşirler. Eğer engellenmezse, bu tehlikeli
ve enfekte edici madde taşıyıcı organizmada serbest kalır. Maalesef,
böyle bir durumda, enzimler sayesinde protein dış kısmını parçalarlar ve
böylece zararlı madde istem içerisine yayılır. Sistemde propolisin
bulunması durumunda ise bu durum gerçekleşmez. Bioflavanoidler,
proteinin dış kısmını parçalayan enzimleri inhibe eder ve viral maddeyi
içeriye hapseder. Aynı flavanoidler, virüsün etrafını kaplayarak
aktivitesini engellerler. Bioflavanoidlerin varlığında, taşıyıcı,
virüslere karşı bağışıklık kazanmış olur.
Diğer bir yol ise propolisin fagosite aktivitesini güçlendirerek
bağışıklık sistemine yardımcı olur. Fagositler, mikroorganizmaların
etrafını sarar, içine alır ve sindirerek ortadan kaldırırlar. Propolis
sayesinde gerçekleşen bu etki, birçok Sovyet ve Avrupalı bilim adamı
tarafından gözlenmiş ve yayınlanmıştır.
Propolisin Gücü
Propolisin gücü, aynen üreticisi bal arıları gibi çok geniş kapsamlı ve
sayısızdır. Yüksek kolesterolü olan kişlerde propolisin faydaları
görülmüştür. Çin’de Lian Yun Gang’ın Worker’s hastanesinde Dr. Fang Zhu,
hipertansiyon, damar tıkanıklığı koroner kalp rahatsızlığı olan 45
hasta seçmiş ve bu hastalara 30 gün boyunca günde 3 defa 300 mg propolis
vermiştir. Bu süre sonunda hastaların kolesterol düzeylerinde belirgin
düşüşler gözlenmiştir.
Propolisin diğer bir faydası ise, enzimleri bloke eden prostaglandinleri
ortadan kaldırmasıdır. Prostaglandinler tarafından ortaya çıkan ağrı ve
ateş propolis tarafından ortadan kaldırılmıştır. Propolis aspirinle
aynı enzimleri bloke etmektedir fakat aspirinin yan etkilerini
göstermemektedir.
Propolisin enzim bloke edici ve prostaglandin inhibe edici etkisi, ağız
ve boğaz için de faydalıdır. Mesela, diş eti kanaması ve doku
zedelenmesi ağız sağlığı için en büyük problemlerden birisidir.
İltihaplanma ve kanama, diş yapısında zayıflamaya ve diş kaybına neden
olur. Fakat propolis, bazı spesifik enzimleri bloke ederek,
prostaglandin oluşumunu engeller, iltihaplanma ve diş eti kanamasını
önler. Propolis aynı zamanda, diş etindeki damarların yüzeylerini
güçlendirir.
Propolisin faydalarından bir diğeri ise, protein metabolizmasını
düzenlemesidir. Saraybosna Radyoloji Enstitüsü’nden bazı fizikçiler
radyasyon alan hastalardaki bazı proteinler üzerinde çalışmışlardır. Bu
hastalar, düzensiz protein metabolizması ya da X ışınları nedeniyle
karaciğer rahatsızlığı bulunan hastalardır. Bu hastalara iki ay boyunca
propolis verilmiştir. Diğer grup hastalara ise placebo ilacı
verilmiştir. İki ay sonunda, propolis verilen hastaların çoğunda
iyileşme, dğerlerinde ise önemli gelişmeler gözlenmiştir. Placebo ilacı
verilen hastalarda ise hiçbir gelişme gözlenmemiştir.
No comments:
Post a Comment